Türkiye temalı resimler yapan Ressam Nazerke Kemelbayeva, yazar annesi ve sinema sektöründe çalışan ablası ile birlikte Yunus Emre Enstitüsü’nün Kazakistan’ın başkenti Astana’da bulunan temsilciliğinde açtığı kurslarda Türkiye Türkçesi öğreniyor.

Yunus Emre Enstitüsü’nün 60’ın üzerinde ülkede bulunan temsilcilikleri, bu coğrafyalarda yaşayanlar için cazibe merkezi olmaya devam ediyor. Enstitünün Kazakistan’ın başkenti Astana’da bulunan temsilciliğinde yazar annesi ve sinema sektöründe çalışan ablası ille birlikte ‘Türkiye Türkçesi’ kurslarına katılan Ressam Nazerke Kemelbayeva, hayallerinin gerçekleşmesinde Türkçe öğrenmesinin önemli bir etkisi olduğunu söyledi.

“Yunus Emre Enstitüsü benim ikinci evim oldu diyebilirim”

Enstitüde kendini evindeymiş gibi hissettiğini söyleyen Ressam Kemelbayeva, “Yunus Emre Enstitüsü benim ikinci evim oldu diyebilirim. Annem ve ablam da benim gibi Yunus Emre Enstitüsü’nde Türkiye Türkçesi öğreniyor. Annemin şair bir arkadaşı Astana Yunus Emre Enstitüsü’nün Türkiye Türkçesi kurslarına katılıyordu. Ben de onun sayesinde kurslara başladım. Türkiye Türkçesi öğrenirken bir yandan da Türkiye temalı resimler yapmaya başladım ve daha sonra ‘Kazakistanlıların Gözünden Türkiye’ sergisi fikri ortaya çıktı. Türkiye’ye gitmeden Türkiye’yi ve kültürel değerlerini resmetmeye başladım. Türkiye temalı eserlerimi resmederken enstitüde düzenlenen Türkçe Türkçesi kursları çok etkili oldu. Kurslarda hem Türkiye Türkçesini öğrendik hem de Türkiye’nin kültürel zenginliklerini keşfettik” dedi.

“Hayallerimizin gerçekleşmesinde Türkiye Türkçesi öğrenmenin önemli bir rolü bulunuyor”

Hayallerinin gerçekleşmesinde Türkçe öğrenmenin önemli bir etkisi olduğunu belirten Kemelbayeva, “Yunus Emre Enstitüsü’nün ailemiz için önemli bir yeri var. Enstitüde düzenlenen kurslara katıldıktan sonra hayatımda önemli değişiklikler oldu. Hayallerimizin gerçekleşmesinde Türkiye Türkçesi öğrenmenin önemli bir rolü bulunuyor” diye konuştu.

“Türkiye’deki yazarlarla tercüman olmadan diyalog kurmak istiyorum”

Ressam Nazerke Kemelbayeva’nın annesi yazar ve senarist Aygül Kemelbayeva ise, “Türkiye Türkçesi ve Türk edebiyatına dair çalışmalarım var. Ömer Seyfettin’in ‘Kıskançlık’ adlı hikâyesini Rusça’dan Kazakistan Türkçesine tercüme ettim. Bir eserimle ilgili Türkiye’de bir tez çalışması da yapıldı. En büyük hayalim, Türkiye’deki yazarlarla tercüman olmadan diyalog kurabilmek ve edebi eserleri Türkiye Türkçesi ile okuyabilmektir” dedi.

Türkiye'nin En Yüksek 13. Dağı Verçenik Tepesi: Kaçkar Dağları'nın Zorlu Dorukları Türkiye'nin En Yüksek 13. Dağı Verçenik Tepesi: Kaçkar Dağları'nın Zorlu Dorukları

“Hayalim Türkiye’deki yapımcılarla ortak film projesi hayata geçirmek”

Ressam Nazerke Kemelbayeva’nın ablası Balnur Kemelbayeva, “Kazak Milli Üniversitesinde Sinema Bölümünde eğitim aldım. Kazakistan’da çekilen bazı filmlerde çalışma fırsatım oldu. Kardeşim aracılığıyla katıldığım Türkiye Türkçesi kurslarını tamamladıktan sonra hayalim Türkiye’deki yapımcılarla ortak film projesi hayata geçirmek ve Türkiye’yi ziyaret ettiğimde Türkiye Türkçesi konuşabilmektir” dedi.