Niğde’de Türk Dünyası rüzgarı esti Niğde’de Türk Dünyası rüzgarı esti

Sarp kayalıklar üzerine kurulan ve fetih edilmesi neredeyse imkansız olan mühendislik harikası Eski Kahta Kalesi’nin (Yeni Kale) doğu kısmındaki su tüneli görenleri kendine hayran bırakıyor.

Yaklaşık 2 bin yıllık olan Eski Kahta Kalesi, Hitit Döneminden günümüze kadar 5 medeniyete ev sahipliği yaptı. Bu güne kadar savaşarak hiç fetih edilemeyen kale saray, savunma ve çarşı (Pazar) bölümlerinden oluşuyor. Memlükler Dönemi’nden kalma yapının yer aldığı kale Osmanlı Dönemi’nde de aktif olarak kullanıldı.

Sarp kayalıklar üzerine kurulan kalenin doğusunda bulunan Nifaus Çayı’ndan (Kahta Çayı) su ihtiyacını gidermek için 198 adet geniş basamaklı, 200 metre uzunluğunda, doksan derecelik açıyla yapılmış su tüneli bulunuyor. Düşman saldırısında kalenin girişini kapatıp aylarca, dışarıyla bağını kesebiliyor. Bir kısmı kalenin iç kısmında bir kısmı kayalıklar üzerine inşa edilen mühendislik harikası bu su tünelinden hem su ihtiyacı sağlıyor, hem de haberleşme için kullanılıyor.

Eski Kahta Kalesinin erken dönemlerden itibaren farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir kale olduğunu vurgulayan Adıyaman Müze Müdür Yardımcısı Mustafa Çelik, “Son halinde mevcut gördüğümüz halini de Memlükler Döneminde almış. Tabi bu kalenin fetih edilemez gibi bir özelliği var. Çünkü kurulduğu alan itibariyle sarp kayalıklar üzerine kurulmuş, kuşatılması durumunda kendini uzun süre muhafaza edebilecek şekilde dizayn edilmiş. Burada içerde kuru gıda olduktan sonra kesinlikle yani oranın alınma durumu söz konusu değil. Su ihtiyacı ise arkaya kurdukları ve Nifaus Çayı dediğimiz yani Perili Çay dediğimiz alana inen bir tünel mevcut. Herhangi bir fetih durumunda içerde kuru gıda olduğunda su ihtiyaçlarını da bu gizli tünelden aşağı inip çaydan alıyorlardı. Tünel yaklaşık 198 basamaktan oluşuyor. 200 metre gibi bir derinliğe sahip ve tamamen doksan derecelik bir açıya inşa edilmiş durumda. Kendini tamamen savunma amaçlı inşa edilmiş bu. Aynı zamanda sadece su taşıma amaçlı değil, o dönem için Ortaçağ’dan itibaren özellikle haberleşme güvercinlerinin eğitildiği ve muhafaza edildiği yer olarak da kullanılmış” diye konuştu.