GENEL

Mirasta ‘vasiyet’ hakkı

AVUKAT NİMET TÜRE, YASAL OLARAK MİRAS HAKKINA SAHİP OLMAYAN KİŞİLERİN VASİYETNAME YA DA MİRAS SÖZLEŞMESİ İLE HAK SAHİBİ OLABİLECEKLERİNİ SÖYLEYEREK, “HUKUKUMUZ MİRASÇILIĞI YASAL VE ATANMIŞ MİRASÇILIK OLARAK DEĞERLENDİRİR” DEDİ.

Abone Ol

Avukat Nimet Türe, yasal olarak miras hakkına sahip olmayan kişilerin vasiyetname ya da miras sözleşmesi ile hak sahibi olabileceklerini söyleyerek, “Hukukumuz mirasçılığı yasal ve atanmış mirasçılık olarak değerlendirir” dedi.

Miras bırakacak kişinin vefatının ardından miras hakkına sahip olan en önemli kişinin sağ kalan eş olduğunu söyleyen Avukat Nimet Türe, “Türk toplumunda geleneklerden kaynaklı olarak çok fazla dini nikah akdi ile yaşayan taraflar bulunmaktadır. Bu taraflar her ne kadar birbirlerine eş sıfatını verse de, hukukumuz nezdinde bu kişilerin eş sıfatı ve statüsü bulunmamaktadır. Türk Hukuku’nda eş sıfatı resmi nikah akdi ile beraber kazanılmaktadır. Bu resmi nikah akdi dediğimiz de farklı cinsten 2 kişinin evlenme iradelerini yetkili bir memur önünde açıkça irade beyanı olarak sözlü bir şekilde dile getirmeleri ile kurulur ve eş sıfatı bu durumda kazanılır. Eş statüsünün kazanılması ile beraber aile hukuku ve miras hukuku bakımından eşe bağlanan tüm haklardan da yararlanılmaya başlanır. Miras hukukundaki yasal mirasçılık dediğimizde de kanun bu yasal mirasçıların kim olduğunu tek tek sayar. Nedir bu yasal mirasçılık? Miras bırakan öldüğünde geride kalan kişiler hiçbir işlem yapmaksızın artık terekede hak sahibi olur ve bu hakka sahip olanlardan en önemli kişi de sağ kalan eştir. Sağ kalan eş, resmi nikah akdi ile eş statüsünü kazanan kişi olduğundan, dini nikah akdi ile bir araya gelen kişilerin sağ kalan eş sıfatından kaynaklı olarak bir yasal mirasçılık sıfatı bulunmamaktadır. Yasal mirasçı olarak da mirastan pay alamazlar” dedi.

Türe, dini nikahlı eşlerin vasiyetname ya da miras sözleşmesi yaparak mirasçılık hakkından faydalanabileceğini söyleyerek, “Ancak bu şu demek değildir; bu kişiler hiç mi mirasçı olamaz dersek de hukukumuz mirasçılığı bir yasal mirasçılık bir de atanmış mirasçılık olarak değerlendirir. Bu kişiler atanmış mirasçı olabilir. Yani miras bırakan bu kişi lehine bir vasiyetname düzenler ya da bir miras sözleşmesi yaparsa, bu kişiler artık kendisine bırakılan miras payını hiçbir işleme gerek kalmaksızın kazanır. Özetleyecek olursak, dini nikah akdi ile bir araya gelen kişiler yasal mirasçı olamazlar ama miras bırakan dini nikah akdi ile birlikte olduğu kişi lehine bir vasiyetname veya miras sözleşmesi düzenlerse mirastan hak sahibi olabilirler” ifadelerini kullandı.