Hava kirliliğinin dünya genelinde ciddi sağlık sorunlarına yol açan önemli bir çevresel faktör olduğunu söyleyen Dr. Bülent Demir, bu faktörün kalp krizi ve inme gibi kardiyovasküler olayların riskini önemli ölçüde arttırdığını ifade etti.

Havadaki zararlı partiküller ve gazlar, solunum yoluyla vücuda girdiğinde çeşitli hastalıkların tetiklenmesinin önemi hakkında BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Bülent Demir bilgilendirmelerde bulundu. Hava kirliliğinin, kalp hastalıkları riskini artırma potansiyelinin olduğunu özellikle inme ve iskemik kalp hastalıkları gibi durumlarda belirginleştiğini ifade eden Bülent Demir, “Partikül madde ve azot oksitler gibi hava kirleticilerinin, damar duvarlarını erken yaşlandırdığı ve koroner arterde kalsiyum birikimini hızlandırarak aterosklerozu tetiklediğini ve bu sürecin, kalp krizi ve inme gibi kardiyovasküler olayların riskini önemli ölçüde arttırdığını biliyoruz” dedi.

Kalp sağlığınızı korumak için atılabilecek adımları sıralayan Demir: “İç mekan hava kalitesini artırın, evinizde ve çalışma yerinizde hava temizleyiciler kullanarak iç mekan hava kalitesini iyileştirin, sigara dumanından kaçının ve düzenli havalandırma yapın, trafikten uzak durun, yoğun trafiğin olduğu saatlerde dışarı çıkmamaya özen gösterin, trafik yoğunluğundan uzak alanlarda egzersiz yapın, gerekli durumlarda maske takarak soluduğunuz havadaki zararlı partikülleri filtreleyin, dengeli bir diyet uygulayın ve düzenli fiziksel aktivitede bulunarak vücudunuzun doğal savunma sistemini güçlendirin. Ayrıca toplu taşımayı kullanın, bireysel araç kullanımını azaltarak hava kirliliğinin oluşumuna katkıda bulunan emisyon miktarını düşürün” dedi.

Evliliğinizi psikolog yardımıyla kurtarmayı deneyin Evliliğinizi psikolog yardımıyla kurtarmayı deneyin

Demir ayrıca “Bu adımları hayatınıza entegre etmek, sadece ateroskleroz riskinizi değil, aynı zamanda diğer birçok sağlık sorunu riskinizi de azaltabilir. Kalbinizin sağlığı için proaktif adımlar atmak, yaşam kalitenizi yükseltirken genel sağlık sistemine olan yükü de hafifletebilir” diye konuştu.

Sağlıklı yaşam tarzının rolü

Aktif bir yaşam tarzının ve dengeli bir diyetin, kalp hastalığı riskini azalttığını belirten Demir, “Fiziksel aktivite, damar sağlığını koruyarak kan basıncını düzenler ve vücuttaki iltihaplanmayı azaltır. Düzenli egzersizin teşviki ve ulaşılabilir spor alanlarının arttırılması, meyve ve sebze tüketiminin arttırılması, işlenmiş gıdalardan kaçınma yönünde bilinçlendirme çalışmalarının yapılması, halka yönelik eğitim programlarıyla sağlıklı yaşam tarzının öneminin vurgulanması gibi politikalar geliştirilebilir. Kalp sağlığına zarar verebilecek faktörlerin azaltılması noktasında yürütülen her politika, bireylerin yaşam kalitesinin yanı sıra toplum sağlığının genel seviyesi için de büyük katkılar sunar. Bu nedenle ev içi hava kalitesinin iyileştirilmesi ve sağlıklı yaşam tarzına geçiş yapılmasına yönelik politika geliştirmeleri hayati önem taşımaktadır” diye konuşmasını sonlandırdı.