Niğde’de Türk Dünyası rüzgarı esti Niğde’de Türk Dünyası rüzgarı esti

Gümüşhane’nin merkeze bağlı Sarıçiçek köyünde geleneksel Türk misafir odalarının atmosferini yansıtan, usta ve çırağın ellerinde şekillenen misafir odaları 1,5 asırdır ayakta duruyor.

Sarıçiçek köyünde yaşayan Hacı Ömer Ağa tarafından İpek Yolu üzerindeki kervanların yorgun misafirlerini ve hayvanlarını ağırlamak için 1873 yılında yaptırılan misafir odaları günümüzde de hem aynı işlevini devam ettiriyor hem de turizme hizmet ediyor.

Usta ve çırağın anlaşmazlığa düşünce en güzel eseri ortaya koymak için yarıştıkları, çırağın eserinin daha fazla ilgi görmesi üzerine ustasının mesleği bırakmasına yol açtığı da rivayet edilen iki misafir odası alt katları ve yanlarında dönemin bineği olan at, eşek ahırıyla birlikte 1,5 asır boyunca hizmet verdi.

Türk mimarisinin erken dönem örneklerini sergileyen köy odaları, mimarisi ve ahşap süslemeleriyle ilgi görürken süslemelerin uyumu, kullanılan renklerin canlılığıyla dikkat çekiyor.

Köylülerin de tarihin izlerini günümüze taşıyan bu benzersiz çalışmayı koruyarak günümüze gelmesini sağladığı odalar, sadece el emeğiyle yapılan, ince işçilik ve yılların deneyimiyle bezenen sanat eserleri olarak nitelendiriliyor.

Odaların her bir köşesinde usta ve çırağın titizlikle yaptığı el işçiliği göze çarparken duvar süslemelerinden tavan işlemelerine, yer minderlerinden ahşap oymalarına yer sofrasına kadar her detay, geçmişin ruhunu bugüne taşıyor.

Geçmişten günümüze taşınan misafirperverlik kültürünün en güzel yansımalarından birisi olan odada bulunan aynı yaştaki yer sofrası ise 1,5 asırdır gelen misafirlere hizmet veriyor.

“Misafirleri ağırlamak için ustayla çırağın yaptığı 2 oda”

Köylerinde yapılış hikayesiyle de ilgi çeken 2 misafir odası olduğunu kaydeden Sarıçiçek Köyü Muhtarı Metin Gündüz, “İki tane odamız var. Tarihi değerini koruyor. Yazın yerli, yabancı turistlerimiz geliyor ziyarete. Turistleri geldikçe ağırlamaya çalışıyoruz. Bunlar misafir amaçlı yapılmış. Yani o zamanki devirde araç olmadığı için o zaman gelenler burada konaklardı. At, eşek böyle şeylerle gelirler. Gelen de burada kalırdı üç gün, beş gün. O zamanki şartlarda misafir için yapılmış odalar. Yani ustayla çırağın ikisi buraya başlamışlar. Ustayla çırak arasında ufak bir problem yaşanmış. Çırak gidecekken aşağıda da başka bir dedemiz o da bize bir oda yap demiş, yapabilirsen. O da oraya başlamış. Kimileri geliyor ustanın odasını beğeniyor, kimileri çırağın odasını beğeniyor. Aralarında böyle bir mevzu geçmiş. O zamanki şartlarda burayı yaparken kimseyi içeri almamışlar. Bitirdikten sonra usta tamamlamamış. Ustaların da tam olarak nereden geldiği, nereli olduğunu bilmiyoruz. Trabzon tarafından geldikleri söyleniyor. Özelliği el işçiliği olması. Şimdiki şartlarda tabi ki bu odaları yapan birçok kişi de var. Ama o zamanki şartta adam bir murç bir çekiçle yapmış” dedi.

“Sarıçiçek misafirperver bir köydür, vefalı bir köydür”

Köy sakinlerinden Arif Şenel de bu odaların Sarıçiçek köyünün ne kadar misafirperver olduğunu gösteren bir kanıt olduğunu belirterek, “Bu odaların altında at ahırı dediğimiz yani gelen misafirin atlarının kalması için de yerler yapılmış. Gelen misafir burada ağırlandığı gibi atları da ağırlanıyordu. Hatta diğer odanın şimdi şu köyünün önünde hemen hemen bir 30 dönüm bir arazi var. Yani değerli bir yer. Oranın sahibi o arazi odaya vakfetmiş. Yani bizden sonra gelen nesil, buraya gelen misafirleri ağırlasın, yedirsin, içirsin diye. Burada kim misafiri ağırlarsa bu arazi de onundur demiş. Yapan adam bugünü düşünmüş. Gelene, misafire hizmet etsin diye ağırlasın diye orayı da oraya vakfetmiş. Oranın gelirinden odaya gelen misafire de baksın diye. Onun için gerçekten Sarıçiçek köyü misafirperver bir köydür, vefalı bir köydür” ifadelerini kullandı.