Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “31 Mart’ta sadece şehirlerimizi gerçek belediyecilikle buluşturmakla kalmayacağız aynı zamanda Özgür efendiyi de vesayetten kurtarıp özgürleştireceğiz. Terör örgütünün DEM’ini de hak ettiği yalnızlığa iteceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Aday Tanıtım Toplantısı’na katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, 7 Ocak’ta İstanbul’da 26 Büyükşehir ve il belediye başkan adayının ismini kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlatarak, “Bugün de büyükşehirlerimizin kalanlarını ve il belediye başkan adaylarımızı açıklıyoruz. Adaylarımızı şimdiden tebrik ediyor, kendilerine seçim çalışmalarında ve daha sonrasında şehirlerimize verecekleri hizmetlerde başarılar diliyorum. Böylece Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız MHP adaylarını destekleyeceğimiz 7 ilimiz dışındaki tüm büyükşehir ve il belediye başkan adaylarımızı ilan etmiş oluyoruz. Önümüzdeki cumartesi gününden itibaren İstanbul’dan başlayarak ilçe adaylarımızın tanıtımını da yapacağız. Kimi şehirlere bizzat giderek kimi şehirlerimizde ise genel başkan yardımcılarımızı göndererek ilçe adaylarımızın tanıtımını da kısa sürede tamamlayacağız” dedi.
“Niyetimiz, 20 Şubat’a kalmadan adaylar konusunda tüm hazırlıkları bitirerek tüm vaktimizi ve enerjimizi seçim kampanyamıza teksif etmektir”
Hedeflerinin, AK Parti ve Cumhur İttifakı’nda olan belediyeleri tekrar ezici oranlarla kazanmanın yanı sıra muhalefetin elindeki şehirleri gerçek belediyecilikle tanıştırmak olduğunu dile getiren Erdoğan, “Bunun için milletimizin her adımında her anında hep yanında olacak tüm gönlü ve zihniyle kendini şehirlerine adayacak belediye başkanları ile seçimlere hazırlanıyoruz. İnşallah, 30 Ocak’ta da seçim beyannamemizi milletimizin takdirine sunacağız. Bilindiği gibi, seçim takvimine göre aday listelerinin en geç 20 Şubat’ta secim kurullarına verilmesi gerekiyor. Niyetimiz, 20 Şubat’a kalmadan adaylar konusunda tüm hazırlıkları bitirerek tüm vaktimizi ve enerjimizi seçim kampanyamıza teksif etmektir” diye konuştu.
“Biz asla şehirlerine ve oralarda yaşayan insanlara hiçbir şey vermedikleri halde çeşitli kavramların, değerlerin, sembollerin, ideolojik körlüklerin arkasına saklanarak koltuklarını korumaya düşenlerden olmadık, olmayacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bundan tam 30 yıl önce 1994’te İstanbul’da başladığımız belediyeler vasıtasıyla halkımıza hizmet yolculuğumuzu Türkiye Yüzyılı’na adım attığımız 2024’te zirveye çıkarmak istiyoruz. Buna hazır mıyız? Belediyelerdeki başarıları ile iktidara yürümüş bir parti olarak rüştümüzü ilk ispat ettiğimiz yeri güçlü tutmak mecburiyetindeyiz. Büyükşehri ile ili ile ilçesi ile beldesi ile ülkemizin her belediyesini eser ve hizmet siyasetimizle Türkiye Yüzyılı’na yakışır seviyelere getirmek peşindeyiz. Sandıkta bize verilen her oyun vebalini, yaptığımız görevlerin her anında üzerimizde hissederek aşkla, azimle, kararlılıkla çalışacak, üretecek, farkımızı ortaya koyacağız. Biz asla şehirlerine ve oralarda yaşayan insanlara hiçbir şey vermedikleri halde çeşitli kavramların, değerlerin, sembollerin, ideolojik körlüklerin arkasına saklanarak koltuklarını korumaya düşenlerden olmadık, olmayacağız.”
“Belediye başkanlığı vasıtasıyla şehrinin hadimliğine soyunmak yerine hakimliğine talip olanlar varsa AK Parti onun için doğru adres değildir”
Erdoğan, yüreklerindeki muhabbetle, zihinlerindeki projelerle esirgemediklerini söylediği emekleri ile alınlarındaki terle Türk milletinin kalbine girenlerden olduklarını belirterek, “Her kim, belediye başkanlığı, milletvekilliği, teşkilat yöneticiliği dahil siyaset yoluyla gelinen makamlara bu gözle bakmıyorsa AK Parti onun için doğru bir kapı değildir. Belediye başkanlığı vasıtasıyla şehrinin hadimliğine soyunmak yerine hakimliğine talip olanlar varsa AK Parti onun için doğru adres değildir. Şehrinin dertleri ile dertlenmeden, ülkesinin hedefleri ile bütünleşmeden, milletinin değerleri ile donanmadan, sandığa gözünü diken varsa AK Parti onun için isabetli bir mecra hiç değildir. Tapduk Emre’nin kapısından içeri eğri odun dahi sokmayan Yunus Emre misali, milletimize karşı en küçük bir yanlışı, en küçük bir yamuğu olanın yeri AK Parti değildir” değerlendirmesini yaptı.
“31 Mart’ta bir kez daha şehirlerimize eser vermeye, milletimize hizmet etmeye talibiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluş aşamasında adını “Erdemliler Hareketi” olarak belirleyen bir kadro oldukları gerekçesiyle başka türlü bir siyaset anlayışını tasvip edemeyeceklerine dikkati çekerek, “Böyle bir yola asla giremeyiz. Hamdolsun, bugüne kadar milletimizin karşısına hep bu şekilde çıktık. Belediyelerde 30 yıldır hükümete 21 yıldır bu şekilde çalıştık. Ülkemizi bugünkü seviyesine bu şekilde getirdik. Geçtiğimiz mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Seçimleri’ni Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla birlikte bu şekilde kazandık. İnşallah 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı’nın ilk mahalli idareler seçiminde belediyeleri yönetme sorumluluğunu yine bu şekilde üstleneceğiz. Şairin diliyle ifade edecek olursak; Bu meydan er meydanıdır. Özü, kavi olan gelsin. Bu bir hizmet kervanıdır. Sözü kavi olan gelsin. Sevda olsun esasında. Emek koksun libasında. Halka hizmet atlasında, izi kavi olan gelsin. Eli yerle yeksan olur, doğru yaya ok san olur. Göz, arpacık olur noksan olan, gezi kavi olan gelsin. Biz, er meydanının sözü kavi olan, halka hizmet atlasında izi olan, doğru yaya ok olan bir kadro olarak 31 Mart’ta bir kez daha şehirlerimize eser vermeye, milletimize hizmet etmeye talibiz” ifadelerine yer verdi.
“Farklı isimler vererek destekledikleri, mensuplarını eğitip donattıkları bölücü örgüte sınırlarımız boyunca bir ‘Teröristan’ kurdurmak istediler”
Cumhuriyetin ilk asrını geride bırakıp, Türkiye Yüzyılı adını verdikleri ikinci asrına adım atıldığını kaydeden Erdoğan, “Bu tarihi süreçte ülke olarak yine zorlu sınamalardan geçiyoruz. Bir yanda 10 yılı aşkın süredir kaos çıkararak, terörü azdırarak, darbe teşebbüsünde bulunarak, ekonomik tuzaklar kurarak, ülkemize diz çöktürmek isteyenlerin saldırıları kesintisiz sürüyor. Gezi olayları ile sokakları karıştırarak hükümeti devirmek istediler. Kararlı duruşumuz karşısında başaramayınca ülkemize bedel ödetmeye çalıştılar. FETÖ’nün 17-25 Aralık kumpası ve 15 Temmuz darbe girişimi ile ülkeyi teslim almak istediler. Milletimizin sinesine çarpıp hüsrana uğrayınca ülkemize bedel ödetmeye çalıştılar. PKK’yı kullanarak hendeklerle etrafını kazdıkları mahalleleri işgal etmek istediler. Güvenlik güçlerimiz onları açtıkları çukurlara gömünce ülkemize bedel ödetmeye çalıştılar. Bölgemizin başına musallat edilen DEAŞ projesini ülkemize yönlendirerek, sınırlarımızı tacize kalkıştılar. Düzenlediğimiz harekatlarla bu maskeyi düşürünce ülkemize bedel ödetmeye çalıştılar. Farklı isimler vererek destekledikleri, mensuplarını eğitip donattıkları bölücü örgüte sınırlarımız boyunca bir ‘Teröristan’ kurdurmak istediler. Sınır ötesi harekatlarımızla bu projeyi bozduğumuzda ülkemize bedel ödetmeye çalıştılar. Geçtiğimiz günlerde sınır ötesindeki birliklerimize yapılan alçak saldırılar dahil başımıza gelen hiçbir hadise bu tablodan bağımsız değildir. Biz, ülkemizin çıkarlarından milletimizin hedeflerinden taviz vermeyeceğimizi gösterdikçe, siyasi, diplomatik, ekonomik, askeri her alanda ayağımıza takılan yeni çelmelerle karşılaşıyoruz. Böyle yaparak bizi korkutacaklarını sindireceklerini, yıldıracaklarını, emperyalist emellerine razı edeceklerini sanıyorlar. Tabii bunlar ne Türk milletini ne de onun bir evladı olarak bizi tanıyor” dedi.
“Türkiye’nin artık tehditlerle ve sinsi oyunlarla hizaya getirilecek bir ülke olmadığını er ya da geç onlar da öğrenecek”
Kendilerine geri adım attıramayacaklarına vurgu yapan Erdoğan, “Bizi yolumuzdan kesinlikle döndüremeyeceklerdir. Bizi ve ülkemizi hiçbir şartta teslim alamayacaklardır. Türkiye’nin artık tehditlerle ve sinsi oyunlarla hizaya getirilecek bir ülke olmadığını er ya da geç onlar da öğrenecek. Bunu tıpkı bir asır önce olduğu gibi yine onlara öğreteceğiz. İnşallah, bunu da 85 milyon olarak hep beraber başaracağız” diye konuştu.
“Kandil uzantılarının ayakları altına kırmızı halılar sererek sırf onlar rahatsız olmasın diye Türk bayraklarını ve Atatürk resimlerini ortadan kaldırarak iş birliklerini aleni hale getirdiler”
Bir tarafta emperyalistlerin diğer tarafta ise siyasi çevreler ile sivil görünümlü 5. kol unsurlar olduğunu aktaran Erdoğan, “Bu 5. kol elemanları kimi zaman gönüllü kimi zaman cehaletlerinden kimi zaman da hasetlerinden dolayı emperyalistlere hizmet veriyorlar. Türkiye karşıtları siyasetten medyaya, geniş bir yelpazede devşirdikleri bu 5. kol unsurlarını adeta parmaklarında oynatıyor. Esen rüzgara göre yön değiştiren hiçbir ilkesi, sabitesi, kırmızı çizgisi olmayan bir kifayetsiz muhterislerle karşı karşıyayız. Samimi bir üzüntüyle ifade etmek isterim ki; ülkemizin ikinci büyük partisi hüviyetini taşıyan CHP, mevcut yönetim altında maalesef emperyalistlerin koçbaşlığına soyunmuş durumdadır. CHP’nin bölücü terör örgütünün güdümünden çıkamadığı için meşruiyet krizi yaşayan DEM’lilerle yaptığı iş birliği bu kirli oyunun en son sahnesidir. Gerçi bunların seçimlerde TBMM’de ve belediyelerde yaptıkları iş birliği uzunca bir süredir gizli saklı devam ediyordu. Sütre gerisinden sürdürdükleri birlikteliklerini iyice açığa çıkardılar. Kandil uzantılarının ayakları altına kırmızı halılar sererek sırf onlar rahatsız olmasın diye Türk bayraklarını ve Atatürk resimlerini ortadan kaldırarak iş birliklerini aleni hale getirdiler. Birkaç ay öncesine kadar uğruna gözyaşı döktüğü Bay Kemal’e Mayıs Seçimleri’ndeki hezimetin tüm faturasını yükleyen Özgür efendi, daha ‘bismillah’ demeden iradesini ve ipini terör örgütlerinin temsilcilerine teslim etti. Gazi Mustafa Kemal’in tabutuna en son çiviyi kurultay kürsüsünden teröristlere selam göndererek, bölücülerle iş birliği yaparak bizzat Özgür efendi çaktı. Dikkat ederseniz, bu iki parti ülkenin ve milletin aleyhine ne varsa birlikte hareket ediyor, lehine ne varsa birlikte karşı çıkıyor. Daha doğrusu bölücü örgütün muhiplerinden izin ve icazet almadan CHP yönetimi adım atamıyor, teröre terör, teröriste terörist dahi diyemiyor” ifadelerini kullandı.
“Özgür efendiyi de vesayetten kurtarıp özgürleştireceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu hayatları yalanla ve dalavere ile geçenler siyasette ve TBMM’de çevirdikleri küçük numaralarla tabanlarını ve milleti aldatabileceklerini düşünüyorlar. Halbuki istiklalimizi ve istikbalimizi tehdit eden terör örgütlerini nasıl emperyalistler yönlendiriyorsa CHP de artık bölücü örgütün güdümündeki partinin kontrolündedir. DEM tarafından rehin alınmıştır, esir alınmıştır. Son aylarda giderek sıklaşan 28 Şubatvari provokasyonlar da emin olun aynı oyunun bir parçasıdır. Hırsları boylarını aşanların, ülkenin bekasını, milletin geleciğini hiçe sayarak içinde yer aldıkları bu kirli senaryolar, eski Türkiye’de belki işe yarıyordu. Ama bunlara bizim milletimizin karnı tok. İş bunun için diyoruz ki; 31 Mart’ta sadece şehirlerimizi gerçek belediyecilikle buluşturmakla kalmayacağız aynı zamanda Özgür efendiyi de vesayetten kurtarıp özgürleştireceğiz. Terör örgütünün DEM’ini de hak ettiği yalnızlığa iteceğiz. Türkiye Yüzyılı’nın adımlarını da sıklaştıracağız. Evet, bizim 85 milyona sözümüz var. Şimdi burayı lütfen iyi takip edin: Tek millet diyerek herkesi kucaklayacak, hiç kimsenin kendini öteki hissedeceği bir iklimin oluşmasına geçit veremeyeceğiz. Tek bayrak diyerek bağımsızlığımıza sıkı sıkıya sarılacak, hilali mahzun ve yıldızı sönük bırakmak isteyenleri hüsrana uğratacağız. Şimdi parlamentoda çıkmış birisi, ne idiği belirsiz, benim grup başkanvekilim Leyla Hanım’a bayrağımıza saldırdığına dair edepsizce ifadeler kullanıyor. Şunu bir daha iyi bil: AK Parti’nin hiçbir ferdi, bayrağımıza kağıt parçası demez. Hiçbir ferdi bayrağımızla ilgili paçavra demez. O sizin cibilliyetinizde var. Ortağı olduğunuz partinin cibilliyetinde var. AK Parti’de bunları göremezsiniz. AK Parti, bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır diyerek yola giden bir partidir."