Bakan Göktaş, Aile Yılı kavramının uluslararası arenada ilk kez 1994 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilan edildiğini ve o tarihten bu yana her yıl 15 Mayıs'ın "Uluslararası Aile Günü" olarak kutlandığını hatırlattı. Türkiye’nin aileyi güçlendirmek adına kapsamlı bir vizyon geliştirdiğini belirten Göktaş, 8. Aile Şurası çıktılarının bu süreçte önemli bir rehber olduğunu söyledi.
Aileyi Güçlendirmek İçin Tarihi Eylem Planı
Bakanlık tarafından hazırlanan ve 2024-2028 yıllarını kapsayan "Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı", Cumhuriyet tarihinde bir ilk olma özelliği taşıyor. Göktaş, "Aile kurumunun refahını ve bütünlüğünü güçlendirmek, bireylerin huzur ve mutluluğunu sağlamak, toplumumuzun geleceği açısından kritik öneme sahip" ifadelerini kullandı.
Nüfus Verileri Aileyi Güçlendirme İhtiyacını Gösteriyor
Türkiye'deki demografik değişimlere dikkat çeken Göktaş, evlenme oranlarının ve doğurganlık hızının azaldığını, boşanma oranlarının ise arttığını vurguladı. İlk evlenme yaşı, ilk anne olma yaşı, tek ebeveynli aile sayısı ve yalnız yaşayan birey sayısında artış olduğunu belirten Göktaş, bu verilerin aileyi güçlendirme ihtiyacını açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.
2025'te Aile Çalışmaları Zirveye Taşınacak
Bakan Göktaş, 2025'in "Aile Yılı" olarak ilan edilmesiyle aileye yönelik çalışmaların zirveye taşınacağını belirtti. Bu süreçte sağlıklı nesillerin yetişeceği aile ortamlarının oluşturulması, sağlıklı ailelerin kurulmasının teşvik edilmesi ve aile bağlarının güçlendirilmesi hedefleniyor. Göktaş, devletin tüm kurumlarıyla vatandaşların yanında olacağını söyledi.
Müjdeler Cumhurbaşkanı Erdoğan Tarafından Açıklanacak
Bakan Göktaş, "Aile Yılı" kapsamında vatandaşların hayatına doğrudan dokunacak müjdeler hazırladıklarını belirtti. Bu müjdelerin detaylarının 13 Ocak'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanacağını duyurdu. Göktaş, "Ailenin mutluluğunu ve huzurunu artıracak projelerle dolu bir yıl olacak" dedi. 2025 Aile Yılı, aile bağlarının güçlendirilmesi, toplumun refahının artırılması ve nesillerin sağlıklı şekilde yetişmesi için önemli bir dönüm noktası olacak. Bu kapsamda atılacak adımlar, Türkiye’nin geleceğine yönelik umutları güçlendirecek.