EĞİTİM

Yapay zekanın eğitimdeki etkisi

Yapay zekanın eğitimdeki etkisine vurgu yapan Eğitimci-Sosyolog Hami Koç, "Yapay zeka ve öğretim teknolojilerinin ürünlerini görmezden gelen veya ihmal eden eğitim kurumlarının gelecekte pek de karşılığı olmayacak. Öğretmenler başta olmak üzere ilgili olan herkesin bu yeni teknoloji ürünlerinin eğitime katkılarını takip etmeye, eğitim hizmetlerini almaya, eğitimi hangi alanlarda, nasıl ve ne şekilde katkı yapabileceği konusunda kendilerini geliştirmeye devam etmeleri de kaçınılmazdır" dedi.

Abone Ol

Yapay zekanın eğitimdeki etkisine vurgu yapan Eğitimci-Sosyolog Hami Koç, "Yapay zeka ve öğretim teknolojilerinin ürünlerini görmezden gelen veya ihmal eden eğitim kurumlarının gelecekte pek de karşılığı olmayacak. Öğretmenler başta olmak üzere ilgili olan herkesin bu yeni teknoloji ürünlerinin eğitime katkılarını takip etmeye, eğitim hizmetlerini almaya, eğitimi hangi alanlarda, nasıl ve ne şekilde katkı yapabileceği konusunda kendilerini geliştirmeye devam etmeleri de kaçınılmazdır" dedi.

Son yıllarda yapay zeka kavramı, bütün dünyanın gündemine oturan yeni kavramlardan birisi olarak dikkat çekiyor. Uzmanlar ise eğitimde yapay zekanın önemli olduğunu düşünüyor. Eğitimci-Sosyolog Hami Koç, yapay zekanın eğitimdeki etkisini değerlendirdi.

Hami Koç, "Uzun yıllardır Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere uzaktan eğitim sistemi ile kendi ülkelerindeki üniversite öğrencilerine ve yüksek öğrenim öğrencisi olan dışarıdaki taliplerine online eğitim vermeye devam ediyor. Sertifikasyon programlarıyla da hem örgün eğitime devam ediyorlar hem de uzmanlık alanlarında bazı meslek sahiplerinin istek ve şartlarına göre dünya milletlerine hizmet vermeye devam ediyorlar. Bu arada başka ülkelerde de online eğitim programları hizmetleri devreye girdi. Uzun yıllar ülkemizde üniversitelerin büyük bir kısmı bu alana kapalı kaldı. Yıllar önce kuş gribi vakasıyla uzaktan eğitim, Türkiye’nin de gündemine bir şekilde girmişti" ifadelerini kullandı.

Anadolu Üniversitesi’nin Türkiye’de bu işin başını çeken eğitim kurumlarından biri olduğunu kaydeden Koç, "Bunun dışında üniversite öncesi öğretim kurumları, uzaktan eğitimi, bazı kurslarda bu sürecin öncesinde hayata geçirmiş ve öğrencilerimize hizmet vermeye devam etmiş derdi. Ancak ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında bu hizmet yoktu. Biz bu işin uzmanının arayışı içerisinde olduk. Çok değerli Prof. Dr. Orhan Torkul hocamla tanıştık ve kendisinden bu işin sonucunu dinledik. Neyse ki üniversitelerimiz daha fazla gecikmeden uzaktan eğitim sistemini hayata geçirdiler" açıklamalarında bulundu.

"Yapay zekayı ihmal eden eğitim kurumlarının gelecekte pek de karşılığı olmayacak"

Son yıllarda yapay zekanın sadece belli alanlarda değil, eğitim sektöründe de önemli bir yer alacağı, eğitime katkı yapacağı ve bunun da oldukça ilgi çekeceğinin aşikar olduğunun altını çizen Koç, "Yapay zeka yazılımcılar için teknik bir konu, tüketiciler için sosyologlar ve sosyal bilimler ve bilimciler için sosyolojik bir konu. Eğitimciler içinse önümüzdeki yıllarda göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir konu. Yapay zekanın, eğitim bilimcileri ve ileriyi gören gözlemleyen bilimcilerimiz tarafından vazgeçilmez bir eğitim tedarikçisi ve destekçisi olacağı ön görülmekte. Yapay zeka ve öğretim teknolojilerinin ürünlerini görmezden gelen veya ihmal eden eğitim kurumlarının gelecekte pek de karşılığı olmayacak. Öğretmenler başta olmak üzere ilgili olan herkesin bu yeni teknoloji ürünlerinin eğitime katkılarını takip etmeye, eğitim hizmetlerini almaya, eğitimi hangi alanlarda, nasıl ve ne şekilde katkı yapabileceği konusunda kendilerini geliştirmeye devam etmeleri de kaçınılmazdır. Aksi takdirde 21. yüzyılın algı ve kabiliyet hızı yüksek olan gençlerine kendilerini kabul ettirmeleri ve faydalı olmaları çok zor görülmektedir. Fakat bütün bunlara rağmen eğitimin küçük veya büyük mekan sahibi yerlerde insanların bir araya gelerek face to face yani yüz yüze yapılması esastır. Bunun inkar edilemez bir gerçek olduğunu, pandemi sürecindeki online eğitim süreci bir kez daha net bir şekilde ispat etti. Eğitimde göz teması esastır insan vücudunun bakışlarının, mimiklerinin ve sesin, eğitim ve öğretimde mekanik ortamlar dışında tabii şekliyle olması hiçbir zaman önemini kaybetmeyecektir. Çünkü insan duygusal bir varlıktır. Elektronik ortamlar haricinde insanların birbirine tesiri, fiziki olarak paylaştıkları ortamlardaki yakınlıkları ile olur" dedi.

Koç, sözlerini şöyle tamamladı: "Yetişkin ve yetkin bir öğretmenin alanındaki etkinliği ve gönül zenginliği ile öğrencisiyle gerçekleştireceği eğitim ve öğretim süreci her zaman birinci derecede etkin ve sürdürülebilir olmaya devam edecektir. Bu da bize gösteriyor ki, iyi yetişmiş öğretmen, donanımlı öğretmen, kendi ülkesinin değerleriyle barışık bir öğretmen, asrın getirdiği eğitim teknolojileriyle de donanımlı öğretmen önemini hiçbir zaman kaybetmeyecektir. Yani yapay zeka ürünlerinin oluşturduğu öğretmen profili ile online veya elektronik sistemdeki öğretmenler bir ihtiyaç, bir kısım ihtiyaçları karşılayacak. Ancak öğretmenin fiziki varlığı hiçbir zaman önemini yitirmeyecektir."