EKONOMİ

Turizmciler FTI iflas başvurusunu değerlendirdi

HAMİT KUK, “FTI’IN İFLAS ETMİŞ OLMASININ İKİ TÜRLÜ ZARARI VAR, BİR BURADAKİ TEDARİKÇİ FİRMALARINA OLAN BORÇLARI, İKİ BU FİRMA TÜRKİYE’YE YAKLAŞIK 1 MİLYONUN ÜZERİNDE YOLCU GÖNDEREN BİR FİRMA. 1 MİLYON YOLCUYU BİR ŞEKİLDE TEKRAR ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA BAŞKA FİRMALAR ÜZERİNDEN TÜRKİYE’YE GETİRMEK KOLAY OLMAYACAK” DEDİ.

Abone Ol

Almanya’nın en büyük tur operatörlerinden FTI, yaptığı bir açıklama ile iflas başvurusunda bulunduğunu duyurdu.

Şirketin tepe yönetimi ile Alman otoriteleri, şirketin borçlarının bir kısmının silinmesi ile ilgili tüm hafta sonu görüşmüş ancak görüşmelerden bir sonuç çıkmamıştı. En büyük operasyonlarını Türkiye ve Mısır’la yapan FTI’ın iflasının ülkeye etkisini değerlendiren turizmciler firmanın yerinin kolay dolmayacağına vurgu yaparak, şirketin ayakta kalması için sektör temsilcilerinin organize hareket etmesi gerektiğini dile getirdi.

FTI tarafından yapılan açıklamada, FTI Touristik GmbH bünyesinde olmayan Sonnenklar TV, Alman Seyahat acente zinciri TVG haricindeki tüm şirketler için 3 Haziran itibariyle Münih Yerel Mahkemesine iflas başvurusunda bulunulduğu belirtildi.

Türkiye’de birçok otele turist gönderen ve işbirliklerinin yapıldığı FTI şirketinin uzun zamandır ciddi bir mali krizde olduğuna değinen

Hamit Kuk, “Almanya’nın en büyük ilk 4 operatöründen bir tanesi, daha önceki süreçlerde ciddi bir mali krizde olduğunu biliyorduk. Dolayısıyla bu açıdan üzgünüz, çünkü FTI Türkiye spesiyalisti bir tür operatörü. Almanya’nın en büyük dördüncü tur operatörü, Türkiye ve Mısır’a ağırlıklı yolcu gönderen bir tur operatörüydü. Bu açıdan Türk turizmcisi olarak üzgünüm, tabii bu iş nedeniyle uzun vadede başka sorunlar da ortaya çıkacak. Çünkü buradaki Antalya’daki veya Ege bölgesindeki otellere olan borçlar diğer tedarik şirketlerine olan borçları var. Sadece bu borçlar sorun değil, bu borçların yanında Türkiye spesiyalisti olması vesilesi bir boşluk da ortaya çıkacak. Bugüne kadar ki tecrübelerimiz de hep şunu gördük, yurt dışında Türkiye’ye yolcu gönderen tur operatörleri iflas ettiği zaman o firmaların boşlukları hemen doldurulamıyor, en az beş yıl on yıl uğraşılıyor. Dolayısıyla FTI’ın iflas etmiş olmasının iki türlü zararı var, bir buradaki tedarikçi firmalarına olan borçları, iki bu firma Türkiye’ye yaklaşık 1 milyonun üzerinde yolcu gönderen bir firma. 1 milyon yolcuyu bir şekilde tekrar önümüzdeki yıllarda başka firmalar üzerinden Türkiye’ye getirmek kolay olmayacak” dedi.

Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Hakan Saatçioğlu, geçtiğimiz Mart ayında katıldıkları turizm fuarı ITB Berlin’de FTI’ın yaşadığı krizin gündeme geldiğini dile getirdi. FTI’ın Türkiye açısından çok önemli bir tur operatörü olduğuna işaret eden Saatçioğlu, sakin bir şekilde konuyu ele almanın doğru bir yaklaşım şekli olacağını ifade etti.

Saatçioğlu, “Uzun zamandan beri FTI ile ilgili sıkıntılar konuşuluyordu, en son ITB Fuarı’nda da ana konulardan biri FTI finansal durumunun belirsizliği olmuştu. Türkiye açısından çok önemli bir tur operatörü olan FTI ve Meeting Point konusunda turizmcilerin aklıselim ve sakın panik yapmadan konuyu ele alması çok önemli. Otellere borcu ne kadar olursa olsun, rasyonel bir şekilde konuyu ele alması gerekmektedir. Biz otelciler olarak FTI’ın ve Meeting Point’in ayakta kalması için sektör temsilcileri ile organize olarak hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Hali hazırda FTI üzerinden yapılmış 1 milyon rezervasyon tüm dünyada yapılmış. Birçok turist mağdur olmadan, şu an otellerimizde bulunan ve gelecek olan FTI ve Meetıng Point misafirleri konusunda paniğe kapılmadan, akıllıca hareket etmemiz çok önemlidir. Bundan sonra gelecek rezervasyonlarda ne şekilde işlem yapacağımızı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ve AKTOB’un belirlemesi önemli. Hatırlarsanız daha önce de Thomas Cook da yaşadığımız olumsuz süreçte yasadıklarımızdan ders almalıyız. Şu an FTI’ı satın alan Carters grubunun konuya nasıl yaklaşacağını, Alman hükümetinin resmi olarak nasıl bir yol izleyeceğini de bilmiyoruz. FTI şirketine kayyum atanması ihtimalini olumlu bir yaklaşım olarak görebiliriz”.