Hazine bugün 5 ve 10 yıl vadeli tahvil ihalesi düzenliyor. Tahvil ihalesi nedir? Sanıyorum ki açıklanmaya ihtiyacı var.
Kağıt paranın ortaya çıkışı bu tür devlet borçlanması ile ilgili değerli kağıtlardır. Devlet yatırımları yapmak ve varlığını sürdürebilmek için borçlanır. Bono bir yıldan az, tahvil de bir yıldan uzun süreli devlet borçlanma senetlerini ifade eder.
Devlet niye bu ihaleleri düzenliyor? Bu tür durumlarda genelde, ödenmesi gereken borçlar vardır ve o nedenle önceden ilan edilmiş tarihlerdir. Bugünkü de aynı. Asıl amaç borcu borçla kapatmak ve eli cebe sokmamaktır. Kasada bazen para olur ve bazen de olmayabilir. Bunun önemi yoktur. Devlet burada bazı sonuçları görmek ister.
İç borçlanma ihalelerinin sonuç açısından önemi büyüktür. Öncelikle piyasanın beklentisi ölçülür. 5 ve 10 yıl sonrası için faiz beklentisi, enflasyon beklentisine göre piyasa teklif verir. Burada piyasa dediğimiz olgu genelde yerli ve yabancı büyük fonlardır.
Devletin bu borçlanma senetleri serbest piyasada, tahvil ve bono piyasasında değerli kağıt olarak işlem görür. Şu anda 5 yılık tahviller % 21 ve 10 yıllık tahviller de % 18'den işlem görüyor. Yüksek faiz oranlı tahvil almışsanız, faizler düştükçe kar edersiniz. Faizler yükselirse zarar edersiniz...
Dünkü ihalede olan şu... Yüksek faizli teklif verenler oldu. Talepler karşılanmadı. Borcu kasadan öderiz beklemesine geçildi. Bugün de ihalenin uzun vadeli ayağı devam ediyor. Bütün fonlar yüksek faizli tahvil peşinde olduğuna göre, önümüzdeki günlerde, 5 ve 10 yıllık vadelerde faizlerin yükselmesi değil düşmesi bekleniyor demek için de, çok yüksek oranda gelen talep miktarına bakılır.
Piyasada olan da şu... Yüzde 20'den 10 yıllık bono aldınız diyelim ki... Enflasyon Yüzde 16, resmi faiz yüzde 17 ve kafadan reel yüzde 3 kar var demektir. Enflasyon ve resmi faiz düştükçe elinizdeki değerli kağıdı, 10 yıl sonrasının tahsilat ve ayrıca belirli ara faiz ödeMeleri güvencesi ile çok rahatlıkla paraya çevirmekte kullanabilirsiniz.
Yine yüzde 20'den tahvil aldınız, enflasyon yüzde 25 oldu ve resmi faiz de 30'lara doğru tırmanma eğiliminde ise... Elinizdeki değerli kağıt sadece bazı ara ödemeler alacağınız ve sizi 10 yıl bekleten bir çöp hükmündedir.
Kısaca tahvil ve bono piyasası budur ve piyasa duruma anlattığım gibi bakmaktadır.
Çözüm elbette faizden vaz geçmektir. Ama uluslararası ekonomik ilişkiler var olduğu müddetçe, piyasada var olan şartlara göre hareket etmek mecburiyeti vardır. Aksi durum kaçakçılığı teşvik etmektir. Greko romen güreş müsabakasına "hayır ben kıspetimi giydim ve yağlı güreş yapmak istiyorum" deme hakkımız için biraz daha beklememiz gerekiyor. Ya da tavla kurallarıyla kimse poker oynamaz....
Mesela hemen ve acilen "elinizdeki yabancı marka cep telefoları çöpe atılsın ve bir daha kullanılmasın" denilse kaç kişi uygular? İşte o cep telefonları böyle bir piyasanın içine girilerek, banka akreditasyonları, şirket güvenirlilikleri ve uluslararası ticaret kuralları ile alınıp getiriliyor.
Faiz piyasada artı bir katma değer oluşturur ve bu yoktan oluşturulan değer piyasada bir açık olarak var olur. Bu açık birilerine zarar ve birilerine de kar olarak yansıyacaktır. Tarafların dışında piyasada ise bu "katma değer" yok olmaz. Allah'ın işine karışılmış ve değer yaratma teşebbüsünde bulunulmuştur. Piyasaya enflasyon değersizleşmesi olarak geri dönecektir.
Faizin zararlarını asgari seviyeye indirmek güvenilir olmaya ve gelecek için umut vaad etmeye bağlıdır. Bu konuda ekonomik istikrar, istikbal ve istiklal konulu yazılarım olmuştu. Başlık ve muhteva olarak da aynıdır... İstikrar istikbale, istikbal de istiklale tabidir. Birbirlerine bağlı zincirmele değerlerdir.
Sonra diğer çözümler... Altın para ve güçlü dijital sözleşmeler. Gelecekte doların yerini dijital sözleşmeler kaçınılmaz olarak alacak gibi görünüyor.
Şu anki durum şudur: Kaçınılmaz olandan kaçılmaz. Yağmur çok güçlü şemsiye yetersiz ve yollar sele dönmüş vaziyette... Paçalarımız biraz ıslanacak. Tedbirli ve hazırlıklı olmakta fayda var. Kısa ön anlaşmalara ve yalancı güneşe de aldanmayın... Şeytanın tabiatı kıyamete kadar değişmeyecektir ve sizi zayıf yakaladığı yerde ezeli düşmanı olan iyilik ve doğruluğu yine yok etmeye çalışacaktır.
Selam ve dua ile.
Kağıt paranın ortaya çıkışı bu tür devlet borçlanması ile ilgili değerli kağıtlardır. Devlet yatırımları yapmak ve varlığını sürdürebilmek için borçlanır. Bono bir yıldan az, tahvil de bir yıldan uzun süreli devlet borçlanma senetlerini ifade eder.
Devlet niye bu ihaleleri düzenliyor? Bu tür durumlarda genelde, ödenmesi gereken borçlar vardır ve o nedenle önceden ilan edilmiş tarihlerdir. Bugünkü de aynı. Asıl amaç borcu borçla kapatmak ve eli cebe sokmamaktır. Kasada bazen para olur ve bazen de olmayabilir. Bunun önemi yoktur. Devlet burada bazı sonuçları görmek ister.
İç borçlanma ihalelerinin sonuç açısından önemi büyüktür. Öncelikle piyasanın beklentisi ölçülür. 5 ve 10 yıl sonrası için faiz beklentisi, enflasyon beklentisine göre piyasa teklif verir. Burada piyasa dediğimiz olgu genelde yerli ve yabancı büyük fonlardır.
Devletin bu borçlanma senetleri serbest piyasada, tahvil ve bono piyasasında değerli kağıt olarak işlem görür. Şu anda 5 yılık tahviller % 21 ve 10 yıllık tahviller de % 18'den işlem görüyor. Yüksek faiz oranlı tahvil almışsanız, faizler düştükçe kar edersiniz. Faizler yükselirse zarar edersiniz...
Dünkü ihalede olan şu... Yüksek faizli teklif verenler oldu. Talepler karşılanmadı. Borcu kasadan öderiz beklemesine geçildi. Bugün de ihalenin uzun vadeli ayağı devam ediyor. Bütün fonlar yüksek faizli tahvil peşinde olduğuna göre, önümüzdeki günlerde, 5 ve 10 yıllık vadelerde faizlerin yükselmesi değil düşmesi bekleniyor demek için de, çok yüksek oranda gelen talep miktarına bakılır.
Piyasada olan da şu... Yüzde 20'den 10 yıllık bono aldınız diyelim ki... Enflasyon Yüzde 16, resmi faiz yüzde 17 ve kafadan reel yüzde 3 kar var demektir. Enflasyon ve resmi faiz düştükçe elinizdeki değerli kağıdı, 10 yıl sonrasının tahsilat ve ayrıca belirli ara faiz ödeMeleri güvencesi ile çok rahatlıkla paraya çevirmekte kullanabilirsiniz.
Yine yüzde 20'den tahvil aldınız, enflasyon yüzde 25 oldu ve resmi faiz de 30'lara doğru tırmanma eğiliminde ise... Elinizdeki değerli kağıt sadece bazı ara ödemeler alacağınız ve sizi 10 yıl bekleten bir çöp hükmündedir.
Kısaca tahvil ve bono piyasası budur ve piyasa duruma anlattığım gibi bakmaktadır.
Çözüm elbette faizden vaz geçmektir. Ama uluslararası ekonomik ilişkiler var olduğu müddetçe, piyasada var olan şartlara göre hareket etmek mecburiyeti vardır. Aksi durum kaçakçılığı teşvik etmektir. Greko romen güreş müsabakasına "hayır ben kıspetimi giydim ve yağlı güreş yapmak istiyorum" deme hakkımız için biraz daha beklememiz gerekiyor. Ya da tavla kurallarıyla kimse poker oynamaz....
Mesela hemen ve acilen "elinizdeki yabancı marka cep telefoları çöpe atılsın ve bir daha kullanılmasın" denilse kaç kişi uygular? İşte o cep telefonları böyle bir piyasanın içine girilerek, banka akreditasyonları, şirket güvenirlilikleri ve uluslararası ticaret kuralları ile alınıp getiriliyor.
Faiz piyasada artı bir katma değer oluşturur ve bu yoktan oluşturulan değer piyasada bir açık olarak var olur. Bu açık birilerine zarar ve birilerine de kar olarak yansıyacaktır. Tarafların dışında piyasada ise bu "katma değer" yok olmaz. Allah'ın işine karışılmış ve değer yaratma teşebbüsünde bulunulmuştur. Piyasaya enflasyon değersizleşmesi olarak geri dönecektir.
Faizin zararlarını asgari seviyeye indirmek güvenilir olmaya ve gelecek için umut vaad etmeye bağlıdır. Bu konuda ekonomik istikrar, istikbal ve istiklal konulu yazılarım olmuştu. Başlık ve muhteva olarak da aynıdır... İstikrar istikbale, istikbal de istiklale tabidir. Birbirlerine bağlı zincirmele değerlerdir.
Sonra diğer çözümler... Altın para ve güçlü dijital sözleşmeler. Gelecekte doların yerini dijital sözleşmeler kaçınılmaz olarak alacak gibi görünüyor.
Şu anki durum şudur: Kaçınılmaz olandan kaçılmaz. Yağmur çok güçlü şemsiye yetersiz ve yollar sele dönmüş vaziyette... Paçalarımız biraz ıslanacak. Tedbirli ve hazırlıklı olmakta fayda var. Kısa ön anlaşmalara ve yalancı güneşe de aldanmayın... Şeytanın tabiatı kıyamete kadar değişmeyecektir ve sizi zayıf yakaladığı yerde ezeli düşmanı olan iyilik ve doğruluğu yine yok etmeye çalışacaktır.
Selam ve dua ile.