İSTANBUL

Psikiyatri Uzmanı: “Obsesif kompulsif bozukluk her 100 kişiden 3’ünde görülüyor”

SAYGI HASTANESİ PSİKİYATRİ UZMANI DOKTOR AYŞE TANYILDIZ

Abone Ol

Obsesif kompulsif bozukluğun(OKB) yaşam kalitesini düşüren bir hastalık olduğunu kaydeden Saygı Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doktor Ayşe Tanyıldız, “Toplumda her 100 kişiden 3’ünde görüldüğü tespit edilmiştir” dedi.

Toplumda oldukça sık görülen ruhsal hastalık olan obsesif kompulsif bozukluğa ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Saygı Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doktor Ayşe Tanyıldız, “Obsesyon; kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerdir. Kişinin isteği dışında gelirler, kişi tarafından mantıkdışı olarak değerlendirilirler ve yoğun sıkıntı ve huzursuzluğa neden olurlar. Kompulsiyon, obsesyonların neden olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere yapılan yineleyici davranış ve zihinsel eylemlerdir” dedi.

“Her 100 kişiden 3’ünde görülüyor”

“Obsesif kompulsif bozukluk (OKB); oldukça sık görülen bir ruhsal hastalık olup, toplumda her 100 kişiden 3’ünde görüldüğü tespit edilmiştir” diyen Tanyıldız, “Obsesyon ve kompulsiyonlar değişiklik gösterebilir. Ülkemizde ve tüm dünya toplumlarında en sık görülen obsesyon ve kompulsiyon türlerinin başında bulaşma obsesyonu ve temizlik kompulsiyonu gelir. Ayrıca şüphe obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu, cinsel, dini içerikli obsesyonlar, simetri/düzen obsesyon ve kompulsiyonları, dokunma, sayma, biriktirme ve saklama kompulsiyonları polikliniğimize sık başvuru nedenleri arasındadır. Merdiven altından geçmemek, çocukların üstünden atlayıp geçmemek, evden sağ ayakla çıkmak, yatağın sol tarafından kalkmamak gibi batıl inançlar, uğurlu, uğursuz sayılar ve renklerde sık karşılaştığımız ve kişinin günlük hayatını oldukça fazla etkileyen içeriklerdir” ifadelerini kullandı.

Her takıntılı düşünce ya da davranış obsesif kompulsif bozukluk mudur

Psikiyatri Uzmanı Ayşe Tanyıldız, “Düşünceler aklımıza gün içerisinde herhangi bir zamanda gelebilir ancak günlük yaşam aktivitelerini engelleyecek ya da günlük işlevlerimizi kısıtlayacak kadar sık ve yoğun olduğunda hastalık olarak değerlendirilebilir. Dağınık olan bir yeri toplamak, düzenlemek, kapı veya pencerenin açık olup olmadığını kontrol etmek gibi davranışlar elbette günlük yaşamımızın bir parçası. Bir ev kadınının temiz ve düzenli olması doğal olarak hastalık sayılmaz ama hemen her gün, günün her saatinde temizlik yapıyor, her gün çamaşır yıkıyor ve bu davranışları nedeni ile de çocuklarına onları sağlıklı bir biçimde yetiştirebilmek için yeterli zamanı ayıramıyorsa hastalık olarak değerlendirilebilmelidir. Bir kişinin otomobilinin camlarının kapalı, kapılarının kilitli olduğundan emin olması güvenlik nedeni ile garip karşılanmayabilir ama evinden tekrar tekrar çıkarak ya da yolda geriye dönerek cam ve kapıları kontrol etmesi dikkat edilmesi gereken bir durumdur” dedi.

“OKB, yaşam kalitesini düşüren bir hastalık”

Obsesif kompulsif bozukluğun(OKB) günlük yaşam etkinliklerini ciddi olarak kısıtlayabilen, aile, meslek ve sosyal yaşamda önemli işlev kayıplarına yol açan, yaşam kalitesini düşüren bir hastalık olduğunu kaydeden Tanyıldız, “OKB nedenleri tam olarak bilinmeyen bir hastalıktır. Obsesif kompulsif bozukluğa sahip kişiler üzerinde araştırma yapan uzmanlar; hastalığın genetik aktarım, biyolojik nedenler ve yaşanılan travmatik olaylar sonucunda ortaya çıktığını düşünmektedir. Kronikleşme ihtimalinin yüksek olması tedavinin önemini arttırmaktadır. Uygun doz ve süre kullanılan ilaç tedavileri ve bilişsel davranışçı terapi OKB hastalığının tedavisinde oldukça etkindir” şeklinde konuştu.

Dr. Tanyıldız, bilişsel ve davranışçı terapilerin hem hastalığın tedavisinde hem de hastalığın tekrarlamasının önlenmesinde çok önemli bir yer tuttuğunun altını çizerek, “Tedavide bazen tek başlarına bazen de ilaç tedavileri ile birlikte kullanılabilmektedirler. Bilişsel davranışçı terapide amaç; obsesyon ve bunlara bağlı olarak gelişen kompulsif davranışlarının neden kaynaklandığını, hastalığı tetikleyen etkenlerin ne olduğunu anlayabilmek ve danışanların bu etkenlerden kaçınmasını değil bu etkenlerin üzerine giderek hastalığı yenmelerini sağlamaktır. Kişinin kendindeki bazı düşünce ve davranışların bir ruhsal hastalığın belirtileri olabileceğine karar vermesi çoğu kez güçtür. OKB’nin sizde olabileceğinden şüpheleniyorsanız bir psikiyatri uzmanına başvurarak profesyonel yardım talep edebilirsiniz” dedi.