POLİTİKA

İsrail’e dur denilmesi için yeni delillerle UCM’ye gittiler

İSRAİL’İN KATLİAMLARININ DURDURULMASI VE SORUMLULARIN ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNDE (UCM) CEZALANDIRILMASI İÇİN GİRİŞİMLER DEVAM EDİYOR. 26., 27. DÖNEM AK PARTİ KONYA MİLLETVEKİLİ HUKUKİ ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ (HUDER) YÖNETİM KURULU ÜYESİ AVUKAT AHMET SORGUN (SOLDA) VE HUDER GENEL BAŞKAN YARDIMCISI HALİL ÖZKAN (SAĞDA), UCM'YE YENİ DELİLLER SUNDUKLARINI, İŞGALİN SONA ERDİRİLMESİ VE SORUMLULARIN CEZALANDIRILMASI İÇİN GİRİŞİMLERİN DEVAM ETTİĞİNİ SÖYLEDİ.

Abone Ol

İsrail’in katliamlarının durdurulması ve sorumluların Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) cezalandırılması için girişimler devam ediyor. İstanbul, Ankara ve Konya’dan katılan hukukçuların oluşturduğu heyet, İsrail’in işlediği suçlarla ilgili UCM Savcılığına yeni deliller götürdü.

Heyette bulunan 26., 27. Dönem AK Parti Konya Milletvekili Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER) Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Ahmet Sorgun, gerçekleştirdikleri ziyaretlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Avukat Ahmet Sorgun, 7 Ekim’den bu tarafa İsrail’in Gazze’deki katliamlarının devam ettiğini hatırlatarak, “Geçtiğimiz yılın Kasım ayında 3 binden fazla avukatın ıslak imzası ile birlikte 23-25 Kasım tarihlerinde Lahey ve arkasından Cenevre’ye gittik. Orada amacımız şuydu; İsrail’in bu soykırımına karşı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) harekete geçmesi, ona delillerin sunulması, hukuki olarak UCM’nin çalışmalarına katkı vermek. UCM’nin yetkisine giren soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ki bunların hepsini İsrail işlemiş durumda. Şu anda katliamlarda hayatını kaybedenlerin sayısı 40 binlere yaklaştı. UCM, ancak sadece İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant hakkında bir yakalama kararı aylar sonra çıkarabildi. Geçtiğimiz günlerde tekrar yeni delillerle birlikte UCM Savcılığı’na ilave delilleri götürdük ve daha önceki yaptığımız girişimin takibini sürdürdük. UCM’nin Mağdurlar Ofisi başkanı ve üyeleriyle görüştük. Ayrıca yine Lahey’de Kimyasal Silahların Yasaklanması Teşkilatı’nı da ziyaret ettik. Çünkü İsrail’in Gazze başta olmak üzere yasaklı uluslararası antlaşmalarla yasaklanmış birçok silahı kullandığını gördük” dedi.

“İnsanlık ölmesin diye bu kararların alınmasını arzu ediyoruz”

Ahmet Sorgun, ‘suç duyurusunda bulunuyorsunuz ne oluyor veya mahkeme karar verse bile İsrail bunu uygulayacak mı’ denildiğini belirterek, “Eninde sonunda bu kararlar alınacak. İnsanlık ölmesin diye bu kararların alınmasını arzu ediyoruz. Bu problem, sadece Hamas ile Gazze ile Filistinlilerle İsrail arasında değil, Müslümanlarla Yahudiler arasında değil aslında insanlığın problemi, biz öyle bakıyoruz. Eğer bu sadece Gazze ile İsraillilerin problemi olsaydı Amerika, İngiltere ve birçok batılı ülke, Avrupa Birliği üyeleri hemen İsrail’in yanında yer almış olmazlardı. Görülüyor ki bu artık insanlığın problemi. Onun için biz de suçlular tarafında değil insanlık tarafında, mağdurlar tarafında yer almak üzere bu davanın takibi, hızlandırılması çerçevesinde ikinci defa Lahey’e gittik” dedi.

“Sorumluların cezalandırılıp işgalin sonlandırılması için elimizden ne geliyorsa yapacağız”

Hukuki Araştırmalar Derneği Genel Başkan Yardımcısı Halil Özkan da UCM’ye geçtiğimiz yıl Kasım ayında ilk defa gittiklerinde hem soruşturmayı yürüten savcılık birimiyle hem de tazmin bölümüyle bir görüşmeleri olduğunu kaydederek, “7 Ekim’den sonra meydana gelen olaylarla ilgili yeni bir süreç başlatıldı ve bu süreçte 2 kişi hakkında Netanyahu ve Gallant hakkında yakalama talebi mahkemeye iletildi. Bizim yaptığımız görüşmeler neticesinde hem kullanılan kimyasal silahların tespit edilmesi, raporlanması hem diğer İsrailli yetkililerin soruşturmaya dahil edilerek haklarında dava açılması hem de İsrail Devletinin işgal durumunun sonlandırılması amaçlanıyor. Bununla alakalı bu gidişimizde mağdur hakları birimi sorumlusuyla görüştük. Bizim götürdüğümüz delillerden memnun olduklarını beyan ettiler. Bundan sonra diğer hükümet üyeleri hakkında da soruşturmanın başlatılıp onların haklarında iddianameler düzenlenmesi hakeza İsrail hakkında devam eden soruşturmanın davaya dönüştürülüp işgalin sonlandırılması konusunda karar verilmesi için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Zaten 2014 yılından başlayan bir soruşturma söz konusu idi. Bu 2014 yılında başlatılan soruşturma bu zamana kadar sonlandırılmadı, iddianameye dönüştürülmedi. Ancak 7 Ekim’den sonra dünya kamuoyunun baskısı ve bilhassa Türkiye’nin baskısı neticesinde 2 kişi hakkında yakalama talep edildi ve soruşturma devam ediyor. 2014 yılında beri devam eden soruşturmada hiçbir gelişme olmadığı halde 7 Ekim olaylarından sonra sürecin hızlandırılmış olması bizi umutlandırıyor. Biran evvel iddianamenin düzenlenip yargılamanın başlatılmasıyla da kesin sonuç alacağımızı düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.