İZMİR

Hurda araçlar onların elinde hayata dönüyor

ÇOCUKLUĞUNDAN BU YANA ARABALARIN İÇİNDE BÜYÜDÜKLERİNİ BELİRTEN ADEM DEMİRKAYA, “BU İŞ BABA MESLEĞİ. OKUL ZAMANINDA, EVDEN ÇANTAYI BIRAKTIĞIMIZ GİBİ KENDİMİZİ SANAYİDE BULUYORDUK. ÇOCUKLUĞUMUZUN FİLMLERİNDE BU ARABALAR VARDI" DEDİ.

Abone Ol

Otomobil tamircisi babası sayesinde klasik otomobillerle tanışan Adem ve Haydar Demirkaya kardeşler, şehir şehir gezerek ulaştıkları hurda araçlara can vererek onları yeni bir görünüme kazandırıyor.

İzmir’de yaşayan ve Buca ilçesindeki tamirhanelerinde baba mesleğini sürdüren Adem (43) ve Haydar Demirkaya (47) kardeşler, sayıları az olan klasik otomobil ustaları olarak biliniyor. İki kardeş, şehir şehir gezerek, hurdaya çıkmış klasik araçları topluyor ve onları yenileyerek, ilk üretildikleri zamanki haline getiriyor. Ortalama 1 ile 3 yılda, ‘kullanılamaz’ denilen araçları ilk günkü yeniliğe kavuşturan iki usta, araçların bir kısmını satsa da çoğunu günlük hayatta kullanmak için garajlarında tutuyor.

“Bu iş baba mesleği”

Çocukluğundan bu yana arabaların içinde büyüdüklerini belirten Adem Demirkaya, “Bu iş baba mesleği. Okul zamanında, evden çantayı bıraktığımız gibi kendimizi sanayide buluyorduk. Çocukluğumuzun filmlerinde bu arabalar vardı. Baba mesleğimiz olması, çevremizde bu arabaların olması, televizyonda bu arabaları izlememiz herhalde bizi buraya yönlendirdi. Uzun süreden beri hep sanayide, bu dükkanın içinde devam ediyoruz” diye konuştu.

Çevresindekiler ‘Hurdacı Adem’ olarak tanıyor

Tamirhanedeki araçların birçoğunun yürümeyecek durumda olduğunu ve bakımını yaptıktan sonra hala kullandıklarını aktaran Demirkaya, şunları kaydetti:

“Bu kadar eski arabayla uğraştığım için herkes bana ‘bu arabalar hurda vaziyette. Sen hurdacı mısın?’ diye diye adım ‘Hurdacı Adem’ olarak kaldı. Yürümeyen, kötü durumda, milletin hurda dediği arabaları alıp restorasyon sürecinden geçirip yeniden trafiğe kazandırmayı seviyoruz.”

Hurda araçları bulmak için Türkiye’nin her yerine gittiklerini vurgulayan Demirkaya, “Daha önce internet de yoktu. Arabaya binip köy köy, şehir şehir, mahalle mahalle gezdiğimiz oluyordu. Birçok şehir gezdiğimiz için artık tanınıyoruz. Bizi arayıp ‘burada bir araba var, bunu da alır mısın?’ diyenler oluyor. İnsanların aracını alıp yürür hale getirince onların da hoşuna gidiyor” ifadelerine yer verdi.

Temin edemedikleri parçaları kendileri üretiyor

Dükkana getirdikleri araçları ‘sil baştan’ yaptıklarını ifade eden Demirkaya, “Kaporta süreci, boya, döşeme, elektrik, mekanik, aksesuar, krom işleri, cam işleri, bunlar çok uzun bir süreç. Ortalama 1 ile 3 yıl süren arabalar var. Bulunmayan parçaları da elde yapıyoruz. Süreç uzun ama keyifli. Sevdiğimiz için bize zor gelmiyor” diye konuştu.

Hurda bir aracın toplanma masrafı 2,5 milyon TL’yi buluyor

Depolarında 100’ün üstünde hurda aracın olduğunu söyleyen Demirkaya, trafiğe dönmeyecek durumda olan araçları donör olarak kullandıklarını anlattı. Sözlerini sürdüren Demirkaya, “Mesela Adana’da Konya’da bir araba var, yürümüyor. Bizden parça istiyorlar. Bizde de olmayan parça varsa bunları yurt dışından getirtiyoruz. Bir araca; işçiliğine ve yapım süresine göre değişmekle birlikte; 500 bin ile 2,5 milyon TL arasında masraf etmişliğimiz var. Yaptığımız araçları çoğu zaman garajımıza koyuyoruz ve daha sonra kullanmak için saklıyoruz. Satmaya kıyamıyoruz. Şu an yapılmayı bekleyen çok aracımız var. Yapıp da satmadığımız ise 15-20 adet aracımız garajda bekliyor” dedi.

“Yeni araç yerine eski araçları kullanıyoruz”

Demirkaya, kendisinde de yeni model araçların olduğunu ama bir yerden sonra onları kullanmanın rahatsızlık verdiğini ifade ederek şöyle devam etti:

“Yeni arabamızı kenara bırakıp eski arabaya biniyoruz. Biz eski arabalarımızı daha kullanılır hale getiriyoruz. Direksiyon sistemlerini yeni modele çeviriyoruz. Frenleri, daha güvenli hale getiriyoruz. Yeni araç kullanmak belki güzel ama biz genelde araçlarımızı yeni gibi, günlük kullanıma uygun hale getirdiğimiz için bize daha çok keyif veriyor.”