YEREL

Dünyada en sık görülen kanser türü; meme kanseri

ACIBADEM ESKİŞEHİR HASTANESİ TIBBİ ONKOLOJİ UZMANI DOÇ. DR. HATİCE YILMAZ MEME DOKUSUNDA KÖTÜ HUYLU HÜCRELERİN OLUŞMASIYLA GELİŞEN MEME KANSERİNİN DÜNYADA EN SIK GÖRÜLEN KANSER TÜRÜ OLDUĞUNU VE KADINLARDA KANSERDEN ÖLÜMLERİN DE ÖNDE GELEN NEDENİ OLDUĞUNU SÖYLEDİ. MEME KANSERİNDEN KORUYAN VE MEME KANSERİ RİSKİNİ ARTTIRAN FAKTÖRLER HAKKINDA BİLGİ VEREN DOÇ. DR. YILMAZ, MEME KANSERİNDE ERKEN TEŞHİSİN TEDAVİ BAŞARISINI ARTIRDIĞINA DİKKAT ÇEKTİ.

Abone Ol

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Yılmaz, vücudun östrojene maruz kalma süresini azaltması nedeniyle genç yaşlarda hamile kalmanın ve emzirmenin meme kanserinden koruyucu faktörler arasında yer aldığına dikkat çekti. Doç. Dr. Yılmaz, geç yaşta hamileliğin meme kanserini artıran faktörlerden biri olduğunu söyledi.

Acıbadem Eskişehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Yılmaz meme dokusunda kötü huylu hücrelerin oluşmasıyla gelişen meme kanserinin dünyada en sık görülen kanser türü olduğunu ve kadınlarda kanserden ölümlerin de önde gelen nedeni olduğunu söyledi. Meme kanserinden koruyan ve meme kanseri riskini arttıran faktörler hakkında bilgi veren Doç. Dr. Yılmaz, meme kanserinde erken teşhisin tedavi başarısını artırdığına dikkat çekti.

Koruyan ve riski yükselten faktörlere var

Genler, yaşam tarzı ve çevresel faktörlere bağlı olarak kanser riskinin kişiden kişiye değiştiğini belirten Doç. Dr. Yılmaz, “Kansere yakalanma ihtimalini artıran etkenlere kanser risk faktörü, kansere yakalanma riskini azaltanlara da kanserden koruyucu faktör denir. Bazı risk faktörlerinden kaçınılabilse de çoğu önlenemez. Örneğin, hem sigara içmek hem de belirli genleri taşımak, bazı kanser türleri için risk faktörleridir. Ancak sigara içmekten kaçınılabilirken, genlerin değiştirilmesi pek mümkün değildir. Risk faktörlerinden kaçınmak ve koruyucu faktörleri arttırmak kanser riskini azaltabilir ancak bu, kansere yakalanılmayacağı anlamına gelmez” diye konuştu.

“Ailede meme kanseri varsa risk daha yüksek”

En büyük risk faktörünün kadın olmak olduğunu belirtirken nadirde olsa erkeklerde de meme kanseri görülebileceğini vurguladı. Ayrıca Doç. Dr. Yılmaz ileri yaş ile birinci derece akrabalarında (annesi, kız kardeşi veya kızı) meme kanseri öyküsü olan kadınlarda meme kanseri riskinin daha yüksek olduğunu dile getirdi.

Yoğun meme dokusunun risk arttıran bir faktör olduğuna değinen Doç. Dr. Yılmaz, “Meme yoğunluğunun artması genellikle kalıtsal bir özellik olmakla birlikte, çocuk sahibi olmayan, ilk hamileliği geç yaşta olan, menopoz sonrası hormon alan veya alkol kullanan kadınlarda da ortaya çıkabilir. 12 yaşından önce adet görmeye başlamak, menopozun geç yaşta başlaması, 35 yaşından sonra ilk kez hamile kalmak veya hiç hamile kalmamak” gibi durumlarda uzun süre östrojene maruz kalmanın da riski artırabileceğinden bahsetti. Ayrıca obezite ve yüksek alkol tüketim miktarının yine meme kanseri risk faktörleri arasında yer aldığını sözlerine ekledi.

“Genç yaşta hamile kalmak, riski azaltıyor”

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Yılmaz, “Genç yaşta hamile kalmak ya da emzirmek” faktörlerinin, kadının östrojene maruziyetini azaltarak kanserden koruduğunu ifade etti. Dr. Yılmaz; “Erken yaşta hamilelik yaşayan kadınların meme kanseri riski, çocuğu olmayan veya ilk çocuğunu 35 yaşından sonra doğuran kadınlara göre daha düşük. Emzirmenin de koruyucu bir etkisi var. Araştırmalar, emziren kadınların meme kanserine yakalanma riskinin, çocuk sahibi olup emzirmeyen kadınlara göre daha düşük olduğunu gösteriyor” dedi.

“Meme kanserinde kullanılan ilaçlar tekrar ihtimalini düşürüyor”

Tamoksifen tedavisinin sıcak basması, rahim kanseri, felç, katarakt ve kan pıhtılaşması (özellikle akciğer ve bacak damarlarında) riskini artırdığını, ilaç kesildikten sonra rahim kanseri riskinin 5 yıl devam ettiğini ancak katarakt veya kan pıhtılaşması riskinin uzun sürmediğini belirten Doç. Dr. Yılmaz, “Aromataz inhibitörleri (anastrozol, letrozol) ve inaktivatörü olan eksemestanın, meme kanseri öyküsü olan kadınlarda tekrarlama ve yeni meme kanseri oluşma riskini azaltır. Aromataz inhibitörleri meme kanseri öyküsü olan menopoz sonrası kadınlar, meme kanseri öyküsü olmayan 60 yaş ve üzeri DCIS öyküsü olan tüm memenin alındığı yani mastaktomi operasyonu olan kadınlarda meme kanseri riskini de azaltır” diye konuştu.

“Meme kanseri riskini azaltan cerrahi işlemler yapılabiliyor”

Meme kanseri riski yüksek olan bazı kadınların, kanser belirtisi olmamasına rağmen memenin içinin boşaltılması olarak bilinen profilaktik mastektomi yöntemine başvurduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yılmaz, şöyle devam etti;

“Yumurtalıkların ürettiği östrojen miktarını durduran veya azaltan tedaviler arasında yumurtalıkların alınması için ameliyat, radyoterapi veya bazı ilaçların alınması yer alır. Bunayumurtalık ablasyonu denir. BRCA1 ve BRCA2 genlerindeki belirli değişiklikler nedeniyle yüksek meme kanseri riski taşıyan menopoz öncesi kadınlar, risk azaltıcı oferektomi (kanser belirtisi olmadan her iki yumurtalığın alınması) yaptırmayı seçebilir. Bu, vücudun ürettiği östrojen miktarını azaltarak meme kanseri riskini azaltır.”

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Yılmaz, Bu tedavilerin östrojen seviyesindeki ani düşüş nedeniyle sıcak basmaları, uyku sorunları, kaygı ve depresyon, cinsel dürtünün azalması, vajinal kuruluk ve kemik yoğunluğunun azalması gibi sonuçlara yol açabileceği için bu konuda profesyonel danışmanlık hizmeti alınması gerektiğini belirtti.

Doç. Dr. Yılmaz son olarak fiziksel egzersiz yapan kadınların meme kanserine yakalanma riskinin daha düşük olduğunun altını çizdi.