Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu geçtiğimiz hafta, Filistin’in Birleşmiş Milletler çalışmalarına daha geniş haklar ve ayrıcalıklarla katılımına olanak sağlayacak yeni bir karar aldı. İsrail giderek daha da yalnızlaşıyor, uluslararası toplum tarafından izole ediliyor" dedi.
Bakan Fidan, Avusturya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ile Dışişleri Bakanlığı’nda görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Avusturya ile Türkiye ilişkileri bakımından Dostluk Anlaşması’nın 100. yıl dönümü, İş Gücü Anlaşması’nın 60. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Bakan Fidan, 2023 yılında ticaret hacminin 4 milyar dolar seviyesine çıktığını ve bu yıl hedefin 5 milyar dolar olduğunu söyledi.
Bakan Fidan görüşmede terörle mücadelede uluslararası iş birliği ve ortak iradenin şart olduğunun altını çizildiğini belirterek terör örgütleri ve iltisaklı yapıların faaliyetlerinin Avusturya’nın kamu güvenliğine karşı taşıdığı risklere dikkat çekildiğini kaydetti.
"Dışlayıcı tutuma karşın AB üyeliği bizim için stratejik bir hedef olmaya devam etmekte"
Avusturyalı mevkidaşı ile görüşmesinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle ilişkilerini de konuştuklarını aktaran Bakan Fidan, "Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin katılım müzakereleri başta olmak üzere her alanda geliştirilmesi ve daha sağlam bir zemine oturtturulması gerektiğinin altını çizdim. Başta Gümrük Birliği ve vize süreçleri olmak üzere çeşitli Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkileri konularında kendisiyle uzun bir müzakerede bulunduk. Avrupa Birliği’nin ülkemizle ilişkilerinin ahde vefa ilkesi çerçevesinde adil ve sonuç odaklı bir yaklaşımla yürütmesi beklentimizi ayrıca ifade ettik. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecinin bazı üyelerin kısır politik gündemlerine bırakılmayacak kadar önemli olduğunu bugünkü görüşmemizde vurguladık. Türkiye’ye yönelik dışlayıcı politikalar küresel güç olmayı hedefleyen Avrupa Birliği’ni zayıflatmaktadır. Bu dışlayıcı tutuma karşın AB üyeliği bizim için stratejik bir hedef olmaya devam etmekte" diye konuştu.
Görüşmede, bölgesel ve küresel konuların da ele alındığını dile getiren Bakan Fidan, "Filistin, Ukrayna ve Balkanlar başta olmak üzere diğer konuları da görüştük. Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği ve bağımsızlığını destekleme yönündeki irademizi tekrar teyit ettik. Ukrayna’nın haklı davasında diplomatik yöntemlerin de kullanılması gerektiğini vurguladım. Balkanlar’ın huzuru, güvenli ve istikrarı için hem ülkemiz hem de Avusturya açısından önem taşımaktadır. Bölgedeki mevcut sorunlu meselelerin bir an önce çözüme kavuşmasını arzu ediyor Bu yönde aktif çaba gösteriyoruz. Avusturya ve Türkiye’nin özellikle Balkanlar’daki sorunların çözümü konusunda daha fazla iş birliğine ihtiyaç duyduğu açık" ifadelerini kullandı.
"İsrail giderek daha da yalnızlaşıyor"
Hamas’ın ateşkese evet demesine rağmen İsrail’in Refah’ı işgale yönelmesi sonucunda diplomatik çabaların bir kez daha başarısız olduğunu belirten Bakan Fidan, şöyle devam etti:
"İsrail’i yöneten ırkçı ve yayılmacı zihniyetin bölgesel barış ve huzura katkı vermesi mümkün gözükmüyor. Türkiye olarak en başından beri Filistin Devleti’nin tanınması ve iki devletin çözüme odaklanması gerektiğini vurguladık. İsrail’e karşı bu hedef doğrultusunda somut adımlar attık. Ticaretimizi sonlandırdık. İsrail’e karşı UAD’da açılan davaya müdahil olma kararımızı açıkladık. Geldiğimiz noktada şunu görüyoruz. Dünya iki devletli çözümün şart olduğunu her geçen gün daha da iyi anlıyor. Filistin Devleti’ni her geçen gün daha fazla ülke tanıyor. Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davaya müdahil olmak isteyen ülkelerin sayısı artıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu geçtiğimiz hafta, Filistin’in Birleşmiş Milletler çalışmalarına daha geniş haklar ve ayrıcalıklarla katılımına olanak sağlayacak yeni bir karar aldı. Bu resmin özeti şudur, İsrail giderek daha da yalnızlaşıyor, uluslararası toplum tarafından izole ediliyor. Türkiye, Filistin halkının kendi topraklarında kendi devletlerinin çatısı altında özgürce yaşaması için her zaman olduğu gibi çaba göstermeye devam edecektir. Sözlerime son verirken uluslararası toplumun tüm üyelerini Gazze’deki vahşeti durdurmak için somut adımlar atlayan ve Filistin Devleti’ni kurtarmaya davet ediyorum."
"Düzensiz göç konusunda Türkiye’nin daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu biliyoruz"
Schallenberg ise Türkiye’nin Orta Doğu’da üstlendiği sorumluluğu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
"Bir yıl içinde üçüncü kez bir araya gelme fırsatı bulduk bu büyük bir anlam taşıyor. Yoğun ilişkilerimizin ve güvenimizin de bir nişanesi. Bir saatlik bir özel görüşme yaptık, geçen Ekim ayında da başbakanımız gelmişti ne kadar olumlu ilişkiler olduğunu çok rahat görüyoruz. Tabi ki aynı hususlarda hemfikir olmadığımız da olur bunu da saygılı bir şekilde karşılıyoruz. Türkiye ve Avusturya arasındaki bu ilişkilerin tarih itibarıyla çok derin olduğunu biliyoruz. 1924 çok önemli bir yıl 100 yıllık bir dostluk anlaşmamız var, o zaman Türkiye çok genç bir cumhuriyetti. Bunun dışında 60. yıl işgücü anlaşmasını kutluyoruz. İnsanlar Avusturya’ya geldi bu ülkeden ve Avusturya vatandaşı oldular gerçekten Avusturya’nın ekonomik başarısına çok büyük katkıda bulundular. O ailelerin de başarı öyküleri var. Siyasette, ekonomi dünyasında toplumumuzun vazgeçilmez bir parçası oldular. Uluslararası gelişmelere rağmen ilişkilerimiz çok iyi, dolayısıyla Türkiye’deki 6. en büyük yatırımcı konumundayız. Bunu daha da geliştirmek istiyoruz. Burada çok büyük biri ilgi var hem AB’nin hem de Avusturya’nın Türkiye ile daha iyi bir iş birliği yapması söz konusu. Tabii ki tam üyelik konusunda haklı bazı şüphelerimiz var ancak tam ölçülü iki tarafın da çıkarlarını koruyacak bir hedefimiz olması gerekir. Güvenlik konusunu düşünmüyorum, düzensiz göç veya terör konularını düşünüyorum burada gerçekten ikili hem de Avrupa ile iyi bir iş birliği yapmamız gerekiyor. Dün İçişleri Bakanı ile çok iyi bir görüşme yaptık, karşılıklı saygı ve takdir çerçevesinde daha fazla iş birliği yapmak istiyoruz. Türkiye’nin özellikle göçmenler konusunda çok büyük bir yükü üstlendiğini görüyoruz. Düzensiz göç konusunda Türkiye’nin daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu biliyoruz. Güvenlik konusunda bir iş birliği ihtiyacı var bunu geniş bir kapsamda ele almak lazım. Türkiye’nin etrafında bir ateş çemberi var. Türkiye’nin önemli bir rolü ve sorumluluğu bulunmaktadır."