"Bu Tayyip herşeyimize karışıyor abi"
"Bunun adı diktatörlük"
"Git bak Avrupa'daki özgürlükler hiç kısıtlanıyor mu?"
Bu ve benzeri sözleri eşten, dosttan, uzak akrabadan, bakkaldan, oğlunuzdan, komşunuzdan, ayakkabı boyacısından, kokoreçcinizden, mutlaka duymuşsunuzdur.
Gerçekten öyle mi?
Bu Tayyip (!) herşeyimize karışıyor mu?
Erdoğan'ın insanları üzecek tedirgin edecek şeyler söylemediğini iddia edemem. Zaman zaman Erdoğan'ın çok sert konuştuğuna hepimiz şahit olduk. Ha bana sorarsanız üslubu daha da sertleşmeli. Şu yumuşak üslubu ve merhameti bizim bazılarına fazla bile.
Konuşulması gereken o değil bana göre, böyle sert söylemlerden sonra harekete geçildi mi?
"3 çocuk olmalı" diyen Erdoğan mesela yatak odalarınıza kamera yerleştirdi mi?
Arınç kahkaha atan kadınları tespit edip kodese tıkacak belediye ekipleri kurulması için kanun tasarısı mı verdi?
Yoksa ortada salt bir “Adamın üslubuna gıcık oluyorum abi, söylediği her şey batıyor” durumu mu var?
Evet kesinlikle ortada olan tam da bu!
Oysa eskiden devlet kişilerin hak ve özgürlük alanları hakkında sadece yorum yapmaz bunu birde icraate koyarlardı.
Hani şimdiler de o dönem küçük olan çocuklara "ecevit çok beyefendi adamdı yeaa, bu Tayyip ne böyle" diye yardıranlar var ya,
İşte onlar 1999 yılında meclise başörtülü giren Merve Kavakçı için "Bu kadına haddini bildirin" diye hedef gösteren Ecevit'i yağlıyorlar.
Akabinde Merve Kavakçı'nın evine Nuh Mete Yüksel gitmiş ve milletvekilliği düşürülmüştü.
Yani hükümet fikriyatta bir tepki göstermekle kalmadı ve Kavakçı’ya hayatı fiiliyatta da zindan etti.
Sonra devletlülerimiz 12 yaşından küçük çocukların kuran eğitimi alması yasaklanmış ne ailelerin ne çocukların fikirleri bile sorulmamıştı. Siz devletten daha mı iyi bileceksiniz bre gafiller.
Başörtüsünün "siyasi bir simge" olduğuna karar veren devlet bütün kurumlarda bunu yasaklamıştı. Olaylar hala hafızalarımız da tazeliğini koruyor. Hatta bunun için ikna odaları kurulmuştu.
Bütün hastanelerin kadın doğum ve üroloji servislerine "3 çocuk yapılması" gerektiğine dair ikna odaları kurulduğunu düşünsenize!
Ne kadar saçma değil mi? O zaman da durum aynı böyle saçma sapandı.
"Diktatör Tayyip bizi menbiçe götür" yok o slogan burada değildi :/
"Bunun adı diktatörlük"
"Git bak Avrupa'daki özgürlükler hiç kısıtlanıyor mu?"
Bu ve benzeri sözleri eşten, dosttan, uzak akrabadan, bakkaldan, oğlunuzdan, komşunuzdan, ayakkabı boyacısından, kokoreçcinizden, mutlaka duymuşsunuzdur.
Gerçekten öyle mi?
Bu Tayyip (!) herşeyimize karışıyor mu?
Erdoğan'ın insanları üzecek tedirgin edecek şeyler söylemediğini iddia edemem. Zaman zaman Erdoğan'ın çok sert konuştuğuna hepimiz şahit olduk. Ha bana sorarsanız üslubu daha da sertleşmeli. Şu yumuşak üslubu ve merhameti bizim bazılarına fazla bile.
Konuşulması gereken o değil bana göre, böyle sert söylemlerden sonra harekete geçildi mi?
"3 çocuk olmalı" diyen Erdoğan mesela yatak odalarınıza kamera yerleştirdi mi?
Arınç kahkaha atan kadınları tespit edip kodese tıkacak belediye ekipleri kurulması için kanun tasarısı mı verdi?
Yoksa ortada salt bir “Adamın üslubuna gıcık oluyorum abi, söylediği her şey batıyor” durumu mu var?
Evet kesinlikle ortada olan tam da bu!
Oysa eskiden devlet kişilerin hak ve özgürlük alanları hakkında sadece yorum yapmaz bunu birde icraate koyarlardı.
Hani şimdiler de o dönem küçük olan çocuklara "ecevit çok beyefendi adamdı yeaa, bu Tayyip ne böyle" diye yardıranlar var ya,
İşte onlar 1999 yılında meclise başörtülü giren Merve Kavakçı için "Bu kadına haddini bildirin" diye hedef gösteren Ecevit'i yağlıyorlar.
Akabinde Merve Kavakçı'nın evine Nuh Mete Yüksel gitmiş ve milletvekilliği düşürülmüştü.
Yani hükümet fikriyatta bir tepki göstermekle kalmadı ve Kavakçı’ya hayatı fiiliyatta da zindan etti.
Sonra devletlülerimiz 12 yaşından küçük çocukların kuran eğitimi alması yasaklanmış ne ailelerin ne çocukların fikirleri bile sorulmamıştı. Siz devletten daha mı iyi bileceksiniz bre gafiller.
Başörtüsünün "siyasi bir simge" olduğuna karar veren devlet bütün kurumlarda bunu yasaklamıştı. Olaylar hala hafızalarımız da tazeliğini koruyor. Hatta bunun için ikna odaları kurulmuştu.
Bütün hastanelerin kadın doğum ve üroloji servislerine "3 çocuk yapılması" gerektiğine dair ikna odaları kurulduğunu düşünsenize!
Ne kadar saçma değil mi? O zaman da durum aynı böyle saçma sapandı.
"Diktatör Tayyip bizi menbiçe götür" yok o slogan burada değildi :/