Son günlerde ülke gündemini cemaatler ve onların topluma verdiği zararlar meşgul ediyor. (...), bunun sebebi cemaat olmanın kötü bir şey olduğundan kaynaklanmıyor, istismara açık bir alan olmasından kaynaklanıyor muhakkak.
"Üç kişi sefere çıkınca birini imam seçsin" hadisi şerfinde olan basitlikten olayı çıkarıp, şirketleşme sürecine götüren insanoğlunun şirretleşme hatasından kaynaklanıyor belkide bilemiyorum.
Şirket dediğiniz şeyin ise mutlaka bir yöneticisi, asistanları, yardımcıları, sekreterleri, para politikaları, kar zarar tabloları, reklamları ve bence en önemlisi müşteriye (sosyoloji buna taban diyor) sunmaları gereken bir ürünleri olması gerekiyor.
Kimi zaman bu ürün karşımıza "din" olarak çıkarken, kimi zaman karşımıza mason cemaatlerin de olduğu gibi "dinsizlik" olarak çıkıyor. Taban senden "laiklik" istiyorsa ona ürünü en güzel ambalajı ile sunuyor, taban senden "seküler İslam" istiyorsa ona bunu Adnan Oktar ile sunuyorsun.
Şirketleşen cemaatlerin devasa mal varlıkları "Reklam" dediğimiz algı yönetim mekanizmaları ile yönetiliyor.
Google amcaya "reklam nedir?" sorusunu sorduğunuz zaman size “insanları gönüllü olarak belli bir davranışta bulunmaya ikna etmek, belirli bir düşünceye yöneltmek, dikkatlerini bir ürüne hizmete, fikir ve kuruluşa çekmeye çalışmak, onunla ilgili bilgi vermek, ona ilişkin görüş ve tutumlarını değiştirmelerini veya belirli bir görüşü ya da tutumu benimsemelerini sağlamak amacıyla oluşturulan; iletişim araçlarından yer ya da süre satın almak yoluyla sergilenen ya da başka biçimlerde çoğaltılıp dağıtılan ve bir ücret karşılığı oluşturulduğu belli olan duyuru” cevabını veriyor.
Bazen bu "kedicik" dediğimiz her birine milyonlar yatırılan kadınlar eli ile olurken, bazen "okul açıyoruz, kurs açıyoruz" diyerek yapılıyor. Reklam tabanın ne istediği ile alakalı olarak devamlı değişiyor.
Ramazan aylarında Coca Cola reklamı, faizli kredi çekerseniz tüm mahalleye güllaç alabileceğinizi iddia eden banka reklamları gibi biraz bu. Yakında kurban bayramı geliyor ve bayram sofralarımızı yine Coca Cola'nın süslemesi gerektiğine paylaşmanın doruğa çıkması gereken zamanlarda derin dondurucunun ne kadar önemli bir beyaz eşya olduğuna ikna edileceğiz.
Nerede bir kalabalık görseler aniden bond çantalarını açıp;
"Üç kişi sefere çıkınca birini imam seçsin" hadisi şerfinde olan basitlikten olayı çıkarıp, şirketleşme sürecine götüren insanoğlunun şirretleşme hatasından kaynaklanıyor belkide bilemiyorum.
Şirket dediğiniz şeyin ise mutlaka bir yöneticisi, asistanları, yardımcıları, sekreterleri, para politikaları, kar zarar tabloları, reklamları ve bence en önemlisi müşteriye (sosyoloji buna taban diyor) sunmaları gereken bir ürünleri olması gerekiyor.
Kimi zaman bu ürün karşımıza "din" olarak çıkarken, kimi zaman karşımıza mason cemaatlerin de olduğu gibi "dinsizlik" olarak çıkıyor. Taban senden "laiklik" istiyorsa ona ürünü en güzel ambalajı ile sunuyor, taban senden "seküler İslam" istiyorsa ona bunu Adnan Oktar ile sunuyorsun.
Şirketleşen cemaatlerin devasa mal varlıkları "Reklam" dediğimiz algı yönetim mekanizmaları ile yönetiliyor.
Google amcaya "reklam nedir?" sorusunu sorduğunuz zaman size “insanları gönüllü olarak belli bir davranışta bulunmaya ikna etmek, belirli bir düşünceye yöneltmek, dikkatlerini bir ürüne hizmete, fikir ve kuruluşa çekmeye çalışmak, onunla ilgili bilgi vermek, ona ilişkin görüş ve tutumlarını değiştirmelerini veya belirli bir görüşü ya da tutumu benimsemelerini sağlamak amacıyla oluşturulan; iletişim araçlarından yer ya da süre satın almak yoluyla sergilenen ya da başka biçimlerde çoğaltılıp dağıtılan ve bir ücret karşılığı oluşturulduğu belli olan duyuru” cevabını veriyor.
Bazen bu "kedicik" dediğimiz her birine milyonlar yatırılan kadınlar eli ile olurken, bazen "okul açıyoruz, kurs açıyoruz" diyerek yapılıyor. Reklam tabanın ne istediği ile alakalı olarak devamlı değişiyor.
Ramazan aylarında Coca Cola reklamı, faizli kredi çekerseniz tüm mahalleye güllaç alabileceğinizi iddia eden banka reklamları gibi biraz bu. Yakında kurban bayramı geliyor ve bayram sofralarımızı yine Coca Cola'nın süslemesi gerektiğine paylaşmanın doruğa çıkması gereken zamanlarda derin dondurucunun ne kadar önemli bir beyaz eşya olduğuna ikna edileceğiz.
Nerede bir kalabalık görseler aniden bond çantalarını açıp;
“Güzel ağğğbim, gümrükten yeni geldiler, harika ahlakçılıklarım var. Bak bu da yeni çıktı, her duruma uyan hadisler, alakalı alakasız demiyor yapıştırıyorsun, ortam sana akıyor şerefsizim akıyor. Şu da şahane bak, Kuran Müslümanlığı kiti, geçen bir abi aldı bundan, ertesi gün aradı üç takım daha istedi, o biçim. Yok mu hoşuna giden bir şey? Peki, o zaman sipeşıl bir güzellik yapıyorum abime, bunu da beğenmezsen mesleği bırakırım şerefsizim… Beş ölçek sulandırılmış tasavvuf! Veriyorsun camiaya vav’ı, veriyorsun elif’i, veriyorsun mim’i deliriyorlar yemin ederim deliriyorlar!” diyen pazarlama elemanları da var bu şirketlerin.
Ancak uzun yıllar reklam sektöründe çalışmış biri olarak size şunu çok net söyleyebilirim; "iyi reklam kötü malı batırır"
Hızlı yükselişleri hızlı düşüren iyi reklamlardır.
Ancak uzun yıllar reklam sektöründe çalışmış biri olarak size şunu çok net söyleyebilirim; "iyi reklam kötü malı batırır"
Hızlı yükselişleri hızlı düşüren iyi reklamlardır.