GÜNDEM

Blinken: “1973’ten bu yana Orta Doğu’da şu anda olduğu kadar tehlikeli bir durum görmedik”

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail-Filistin çatışmasının başladığı 7 Ekim’den bu yana geçen sürece değinerek, "Şu anda Orta Doğu’da inanılmaz derecede değişken bir dönem yaşıyoruz. 1973’ten bu yana bölge genelinde şu anda karşı karşıya olduğumuz kadar tehlikeli bir durum görmedik" dedi.

Abone Ol

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail-Filistin çatışmasının başladığı 7 Ekim’den bu yana geçen sürece değinerek, "Şu anda Orta Doğu’da inanılmaz derecede değişken bir dönem yaşıyoruz. 1973’ten bu yana bölge genelinde şu anda karşı karşıya olduğumuz kadar tehlikeli bir durum görmedik" dedi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile Washington’da ortak basın toplantısı düzenledi. Suriye-Ürdün sınırındaki ABD üssüne düzenlenen ve 3 askerin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Blinken, hayatını kaybeden askerler için yas tuttuklarını ifade etti. Bir daha böyle saldırıların olmaması için gerekli her tedbiri aldıklarını ifade eden Blinken, Başkan Joe Biden yönetiminin askeri karşılık seçeneklerini değerlendirdiğini hatırlattı. Blinken, “Dün Başkan’ın da belirttiği gibi bu saldırıya karşılık vereceğiz ve bu karşılık çok katmanlı olacak. Aşamalar halinde ve uzun süreli şekilde gerçekleşecek” ifadelerini kullandı. İsrail-Filistin çatışmasının başladığı 7 Ekim’den bu yana geçen sürece değinen Blinken, "Şu anda Orta Doğu’da inanılmaz derecede değişken bir dönem yaşıyoruz. 1973’ten bu yana bölge genelinde şu anda karşı karşıya olduğumuz kadar tehlikeli bir durum görmedik" dedi.

“Rehinelerin serbest bırakılmasına dönük umut var”

İsrail-Filistin çatışmasına da değinen Blinken, İsrail’in rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik sürecin devam etmesini “kesinlikle” çok istediğini vurguladı. Blinken, “İnanıyorum ki İsrail liderliği ve İsrail toplumu bu konuda çok ama çok güçlü hisler besliyor. O yüzden göreceğiz. Bundan daha fazlasını söyleyemem ama çok önemli ve verimli bir çalışma yapıldığını söyleyebilirim. İleriye dönük gerçek bir umut var” diye konuştu.

“Ukrayna’ya ek yardım yapılmazsa tüm çabalar tehlikeye girer”

Biden yönetiminin Ukrayna’ya 61 milyar dolarlık ek yardım sağlamaya dönük çabalarına dikkat çeken Blinken, “Basitçe ifade etmek gerekirse bu olmadan Ukraynalıların başardığı ve bizim de onlara yardım ettiğimiz her şey tehlikeye girecektir. Bu ek yardım yapılmadığı takdirde tüm düşmanlarımıza özgürlüğün ve demokrasinin savunulması konusunda ciddi olmadığımız yönünde güçlü ve yanlış bir mesaj vermiş olacağız” dedi. Blinken, bu durumun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya ve ABD’ye karşı üstün gelebileceğine dair inancını pekiştireceğini vurguladı.

Stoltenberg: “Putin’in kazanması trajedi olur”

ABD Kongresi’nin üyeleri ile görüşeceğini ve Ukrayna’ya desteğin önemini anlatacağını belirten NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ise, “Başkan Putin’in kazanması Ukraynalılar için bir trajedi olacak ama aynı zamanda dünyayı daha tehlikeli, hepimizi daha güvensiz hale getirecek. Bu sadece Başkan Putin’i değil, Kuzey Kore, İran ve Çin gibi diğer ülkelerin otoriter liderlerini de güç kullanma konusunda cesaretlendirecek” diye konuştu. Stoltenberg, bu kapsamda oluşacak riskin ileride Tayvan için de geçerli olabileceğini belirtti.

“Türkiye sözünü tuttu”

İsveç’in NATO üyeliği sürecine de değinen Stoltenberg, “İsveç’in üyeliği konusunda Türkiye’nin parlamentodaki kararı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla onay sürecini tamamlamış olmasını elbette memnuniyetle karşılıyorum. Bu, Türkiye’nin geçtiğimiz yaz Vilnius’taki NATO zirvesinde hepimize verdiği sözü yerine getirdiğini ve NATO’nun kapısının açık olduğunu göstermektedir” dedi. Onay sürecini henüz tamamlamamış olan tek ülkenin Macaristan olduğunu hatırlatan Stoltenberg, “Parlamentonun kısa bir süre sonra onay sürecini tamamlayacağını umuyorum” diye konuştu. Stoltenberg, “İsveç’in ittifaka tam üye olacağından, bunun NATO’yu güçlendireceğinden, Moskova’ya açık bir mesaj vereceğinden ve kimin üye olacağına NATO müttefiklerinin karar vereceğini ve Moskova’nın NATO’nun genişlemesi üzerinde veto hakkının olmadığını göstereceğinden eminim” ifadelerini kullandı.