Yer, gök, dağ, taş, üst, baş nereye baksak nereye dönsek her yer Süperman, Spiederman, Batman!
Çocukların çantaları, ayakkabıları, elbiseleri yatakları, çarşafları bu karakterlerden dolu. Alternatifi yok mu bilmiyorum ama gerçekten uzaktan izleyen biri için çok absürt görünüyor, birazda komik.
Donunu taytının üstüne giyecek kadar kafası karışık bir arkadaşı, zengin olması dışında hiç bir süper gücü olmayan yarasa kılıklı bir şizofreni ya da yolda görsen "kim bu kırmızı taytlı gerizekalı bakma çocum" diye çocuğun gözünün kapatılmasına sebep olacak saykoyu gerçekten çocuklarınız örnek alsın istiyor musunuz?
Ben kültür tasavvuru olarak batının hayali kahramanlar bulmasını yadırgamıyorum, çünkü çocuklarının önüne azmi çabayı yiğitliği diğergamlığı koyabilecekleri gerçek kahramanları hiç olmadı.
Ancak bizde öyle mi?
Bizim kahramanlarımızın sıradan insanlardan farkı yoktur. "kara murat hanginiz?" diye sorduracak kadar sıradan insanlardır. Beyaz gömleği, kızımızı kuşağı, siyah şalvar ile tam bir Osmanlı erkeğidir Kara Murat.
Hızır Bey'e öyledir. Can yoldaşı Yadigar'ın aksine daha çelimsizdir, yolda görsen fark edemeyeceğin kadar silik ve iddiadan uzaktır ama zekası ve lorkusuzluğu ile adını tarihe yazdırmayı başarmıştır. Kahramanlığı kurşun geçirmez pelerininden değil halka ve vatanına adanmışlığından gelir.
Bizim kahramanlarımız sıradadır ne gözünden ateş çıkarabilir, ne binalara örümcek gibi tırmanabilir ne son model arabası ile dünyayı kurtarabilir.
Metrobüste sağa sola çarparak işe gider, bazen simit satar, bazen uyku mahmur çocuğunu okula hazırlar, bazen canı kuru fasulye ister, bazen secdeye gider.
Onları ilk bakışta diğerlerinden ayıracak ne maskeleri vardır ne taytları ne pelerinleri. Herkes gibi giyinip herkes gibi güler, herkes gibi horon ederler.
Kimisi taze öğretmendir müzik hayatı olmuştur heyecanlıdır adına Aybüke derler, kimi daha ergendir yüzü sivilcelidir sevmek ve sevilmek ister adına Eren derler. Kimisi asker, kimi kaymakam, kimi esnaf kimi Halil Kantarcı'dır. Hepimizin gördüğü rüyaları görürler, yürüdüğümüz aynı yolları aşındırırlar, aynı sofraya otururlar.
Ne zaman bir kahramana ihtiyaç duysak onlar hep oradadır. Bazılarını Feti, bazılarını Muhammed bazılarını Necmettin diye çağırırız.
Etrafımızda ve tarihimizde bu kadar kahraman varken çocukları batının kahramanlarına benzetme azmini anlayamıyorum.
Keşke bir girişimci şu çantaları, sulukları, yatakları; Fatih'ler, Ulubatlı Hasan'lar, Nene Hatun'lar ile donatsa da bizi şu görüntü kirliliğinden kurtarsa.
Çocukların çantaları, ayakkabıları, elbiseleri yatakları, çarşafları bu karakterlerden dolu. Alternatifi yok mu bilmiyorum ama gerçekten uzaktan izleyen biri için çok absürt görünüyor, birazda komik.
Donunu taytının üstüne giyecek kadar kafası karışık bir arkadaşı, zengin olması dışında hiç bir süper gücü olmayan yarasa kılıklı bir şizofreni ya da yolda görsen "kim bu kırmızı taytlı gerizekalı bakma çocum" diye çocuğun gözünün kapatılmasına sebep olacak saykoyu gerçekten çocuklarınız örnek alsın istiyor musunuz?
Ben kültür tasavvuru olarak batının hayali kahramanlar bulmasını yadırgamıyorum, çünkü çocuklarının önüne azmi çabayı yiğitliği diğergamlığı koyabilecekleri gerçek kahramanları hiç olmadı.
Ancak bizde öyle mi?
Bizim kahramanlarımızın sıradan insanlardan farkı yoktur. "kara murat hanginiz?" diye sorduracak kadar sıradan insanlardır. Beyaz gömleği, kızımızı kuşağı, siyah şalvar ile tam bir Osmanlı erkeğidir Kara Murat.
Hızır Bey'e öyledir. Can yoldaşı Yadigar'ın aksine daha çelimsizdir, yolda görsen fark edemeyeceğin kadar silik ve iddiadan uzaktır ama zekası ve lorkusuzluğu ile adını tarihe yazdırmayı başarmıştır. Kahramanlığı kurşun geçirmez pelerininden değil halka ve vatanına adanmışlığından gelir.
Bizim kahramanlarımız sıradadır ne gözünden ateş çıkarabilir, ne binalara örümcek gibi tırmanabilir ne son model arabası ile dünyayı kurtarabilir.
Metrobüste sağa sola çarparak işe gider, bazen simit satar, bazen uyku mahmur çocuğunu okula hazırlar, bazen canı kuru fasulye ister, bazen secdeye gider.
Onları ilk bakışta diğerlerinden ayıracak ne maskeleri vardır ne taytları ne pelerinleri. Herkes gibi giyinip herkes gibi güler, herkes gibi horon ederler.
Kimisi taze öğretmendir müzik hayatı olmuştur heyecanlıdır adına Aybüke derler, kimi daha ergendir yüzü sivilcelidir sevmek ve sevilmek ister adına Eren derler. Kimisi asker, kimi kaymakam, kimi esnaf kimi Halil Kantarcı'dır. Hepimizin gördüğü rüyaları görürler, yürüdüğümüz aynı yolları aşındırırlar, aynı sofraya otururlar.
Ne zaman bir kahramana ihtiyaç duysak onlar hep oradadır. Bazılarını Feti, bazılarını Muhammed bazılarını Necmettin diye çağırırız.
Etrafımızda ve tarihimizde bu kadar kahraman varken çocukları batının kahramanlarına benzetme azmini anlayamıyorum.
Keşke bir girişimci şu çantaları, sulukları, yatakları; Fatih'ler, Ulubatlı Hasan'lar, Nene Hatun'lar ile donatsa da bizi şu görüntü kirliliğinden kurtarsa.