Ankebut Sûresi 25. Ayette Yüce Mevla buyurur ki...
- İbrahim, onlara dedi ki: "Sırf aranızda dünya hayatına mahsus bir sevgi ve çıkar uğruna Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet gününde kiminiz kiminizi inkâr edip tanımayacak; kiminiz kiminize lânet edecektir. Barınağınız cehennem olacaktır. Yardımcılarınız da olmayacaktır."
- İbrahim, onlara dedi ki: "Sırf aranızda dünya hayatına mahsus bir sevgi ve çıkar uğruna Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet gününde kiminiz kiminizi inkâr edip tanımayacak; kiminiz kiminize lânet edecektir. Barınağınız cehennem olacaktır. Yardımcılarınız da olmayacaktır."
...
Ey insanlar... Ey Müslümanlar... Ey troll camiası... Ey vicdan sahipleri ve ey şerefsiz embesiller... Hepinize birden sesleniyorum.
Velev ki provakasyon olsun... Bir insan, 'Allah'tan başka ilah yok' mealinde 'bu bir kıyam' veya 'Atatürk ilah değildir' dese bu kişinin alnından öpülür, velev ki provakatör olsun... O kişi kurdun kuşun insafına terk edilmez.
Zalim için adalet kişiye göredir... Müslüman için ise adalet, olaya göredir; Müslüman zulme sebep olmaz...
Şimdi... Benim bir paylaşımımı insanlık adına chp veya hdp paylaşsa, ben provakatör mü olurum?
Veya bir atm yanında otururken suç olmayan bir cümle homurdansam, polisler beni tutup sürüklemeye başladığında bağırsam, yine provakatör olur muyum?
Ya da ismim birine benziyor diye?
Veya, şerefsiz ak trollerden bir kısmı, benim "atatürk ilah değildir" demiş olma ihtimalime karşı beni suçlasa... O zaman ben provakatör olur muyum?
Diyarbakır'da taciz soruşturması geçirmiş bir hakimin kararına saygı duyup da, "Allah'tan başka ilah yoktur" mealindeki söz söyleyene "provakatör" diyerek suçlama yapan şerefsizleri geçtim, susmak isteyen hımbıl, mıymıntı, aciz, aşağılık ve embesil olmayı dahi Müslüman olmam ile bağdaştıramıyorum.
Meselenin tamamı bu kadardır.
***
Atatürk, ilah değildir...
Kim ki, "Atatürk ilah değildir" diyene zulmediyorsa, muhakkak ki o zalimlerden ve kafirlerdendir...
***
Andolsun, nefes almaya başladığı zaman sabaha. (Tekvir Suresi, 18)
Bir anlık nefesine dahi sahip olamadığımız şu dünyada, sabahın nefesi, nefes alması...
Ves subhi iza teneffese. Sabaha yemin olsun, nefes almaya başladığında...
Peki, sabah ve nefes almak... Neden bu iki kavram bu ayette bir araya getirilmiştir? Sabah olduğunda geceden farkı ne olmaktadır? Ya da sabah vakti nasıl nefes alır?
Razî, Taberî ve İbni Arabî tefsirlerinde bu sorunun cevabı sabahın canlılığıdır. En yeni tesirlerden Seyyid Kutub'un Fî Zilal'inde bu ayet ifade ve edebî zenginlikleri ile açıklanır. Diyanet Vakfı Tefsiri ise sadece toplu meal olarak geçmiş, bir açıklama getirmemiştir.
Peki bu ayeti, bu iki kelimeden oluşan ayeti başka nasıl açıklayabiliriz? İşte her alandan bilim insanına hemen her ayette ihtiyaç var. Eski alimler bu nedenle her ilimde uzmanlaşıyorlardı.
Gazali, niye matematik ve astronomi öğrenmek gereği hissetmişti ki? Halbuki herkesin "Hüccet" dediği bir din alimiydi.
Ey insanlar... Ey Müslümanlar... Ey troll camiası... Ey vicdan sahipleri ve ey şerefsiz embesiller... Hepinize birden sesleniyorum.
Velev ki provakasyon olsun... Bir insan, 'Allah'tan başka ilah yok' mealinde 'bu bir kıyam' veya 'Atatürk ilah değildir' dese bu kişinin alnından öpülür, velev ki provakatör olsun... O kişi kurdun kuşun insafına terk edilmez.
Zalim için adalet kişiye göredir... Müslüman için ise adalet, olaya göredir; Müslüman zulme sebep olmaz...
Şimdi... Benim bir paylaşımımı insanlık adına chp veya hdp paylaşsa, ben provakatör mü olurum?
Veya bir atm yanında otururken suç olmayan bir cümle homurdansam, polisler beni tutup sürüklemeye başladığında bağırsam, yine provakatör olur muyum?
Ya da ismim birine benziyor diye?
Veya, şerefsiz ak trollerden bir kısmı, benim "atatürk ilah değildir" demiş olma ihtimalime karşı beni suçlasa... O zaman ben provakatör olur muyum?
Diyarbakır'da taciz soruşturması geçirmiş bir hakimin kararına saygı duyup da, "Allah'tan başka ilah yoktur" mealindeki söz söyleyene "provakatör" diyerek suçlama yapan şerefsizleri geçtim, susmak isteyen hımbıl, mıymıntı, aciz, aşağılık ve embesil olmayı dahi Müslüman olmam ile bağdaştıramıyorum.
Meselenin tamamı bu kadardır.
***
Atatürk, ilah değildir...
Kim ki, "Atatürk ilah değildir" diyene zulmediyorsa, muhakkak ki o zalimlerden ve kafirlerdendir...
***
Andolsun, nefes almaya başladığı zaman sabaha. (Tekvir Suresi, 18)
Bir anlık nefesine dahi sahip olamadığımız şu dünyada, sabahın nefesi, nefes alması...
Ves subhi iza teneffese. Sabaha yemin olsun, nefes almaya başladığında...
Peki, sabah ve nefes almak... Neden bu iki kavram bu ayette bir araya getirilmiştir? Sabah olduğunda geceden farkı ne olmaktadır? Ya da sabah vakti nasıl nefes alır?
Razî, Taberî ve İbni Arabî tefsirlerinde bu sorunun cevabı sabahın canlılığıdır. En yeni tesirlerden Seyyid Kutub'un Fî Zilal'inde bu ayet ifade ve edebî zenginlikleri ile açıklanır. Diyanet Vakfı Tefsiri ise sadece toplu meal olarak geçmiş, bir açıklama getirmemiştir.
Peki bu ayeti, bu iki kelimeden oluşan ayeti başka nasıl açıklayabiliriz? İşte her alandan bilim insanına hemen her ayette ihtiyaç var. Eski alimler bu nedenle her ilimde uzmanlaşıyorlardı.
Gazali, niye matematik ve astronomi öğrenmek gereği hissetmişti ki? Halbuki herkesin "Hüccet" dediği bir din alimiydi.
Devam edersek...
Nefes alıp verme, yani solunum, en basit şekliyle bir canlının oksijen alıp karbondioksit vermesidir. Yani gün ağarıp sabah olduğunda gerçekleşen fotosentez olayıdır.
Fotosentez, en basit anlatımıyla bitkilerin nefes alıp vermesi, yada bitkilerin karbondioksiti emip yerine oksijen üretmesidir. Ya da tek kelime ile fotosentez, hayat, hayatın kendisidir. İnsanların yaşamak için muhtaç olduğu oksijenin üretilmesidir. Hayatın kendi kendini üretmesinin şifresidir.
Allah c.c. Kuran'da önemli olaylar üzerine, insanlar akletsinler, düşünsünler diye yemin ederek dikkat çeker.
Sadece bu iki kelimeden oluşan ayet; fizik, kimya ve biyoloji ilminden bilgilerle ciltlerce kitapla ancak açıklanabilir. Hamdolsun ki böyle mukaddes bir kitaba sahibiz.
Selam O'ndan ve dua O'nadır. Selam ve dua ile...
Nefes alıp verme, yani solunum, en basit şekliyle bir canlının oksijen alıp karbondioksit vermesidir. Yani gün ağarıp sabah olduğunda gerçekleşen fotosentez olayıdır.
Fotosentez, en basit anlatımıyla bitkilerin nefes alıp vermesi, yada bitkilerin karbondioksiti emip yerine oksijen üretmesidir. Ya da tek kelime ile fotosentez, hayat, hayatın kendisidir. İnsanların yaşamak için muhtaç olduğu oksijenin üretilmesidir. Hayatın kendi kendini üretmesinin şifresidir.
Allah c.c. Kuran'da önemli olaylar üzerine, insanlar akletsinler, düşünsünler diye yemin ederek dikkat çeker.
Sadece bu iki kelimeden oluşan ayet; fizik, kimya ve biyoloji ilminden bilgilerle ciltlerce kitapla ancak açıklanabilir. Hamdolsun ki böyle mukaddes bir kitaba sahibiz.
Selam O'ndan ve dua O'nadır. Selam ve dua ile...