KONYA

18 yaşından önce oluşan güneş yanıkları, ileriki yaşlarda cilt kanseri riskini arttırıyor

MEDİCANA SAĞLIK GRUBU RADYASYON ONKOLOJİSİ BÖLÜMÜ’NDEN UZM. DR. AHMET BÜYÜKYÖRÜK, “BRONZLAŞMAK, CİLT KANSERİ GELİŞİMİNE YOL AÇABİLİR. ÖZELLİKLE 18 YAŞINDAN ÖNCE MEYDANA GELEN ŞİDDETLİ GÜNEŞ YANIKLARI, CİLTTE MELANOM GELİŞME RİSKİNİ ARTIRABİLİR” DEDİ.

Abone Ol

Güneşten gelen ultraviyole (UV) ışınlarına aşırı maruz kalmak, cilt kanserinin ilk sebepleri arasında gösteriliyor. Cilt kanserini, anormal cilt hücrelerinin kontrolsüz büyümesi olarak tanımlayan Medicana Sağlık Grubu Radyasyon Onkolojisi Bölümü’nden Uzm. Dr. Ahmet Büyükyörük, “Bronzlaşmak, cilt kanseri gelişimine yol açabilir. Özellikle 18 yaşından önce meydana gelen şiddetli güneş yanıkları, ciltte melanom gelişme riskini artırabilir” dedi.

Güneş maruziyeti, cilt kanseri gelişiminde en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Solaryumdan gelen UV ışığının da güneş ışınları kadar zarar oluşturabileceğini belirten Medicana Konya Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü’nden Uzm. Dr. Ahmet Büyükyörük, bronzlaşmanın cilt kanserine neden olan risk faktörleri arasında bulunduğunu söyledi.

“Benlerinizi düzenli takip edin”

Tüm dünyada hızla artan cilt kanserleri, yüzeysel bir lezyondan başlayıp daha derinlere ilerleyebilen, uzun vadede diğer organlara sıçrayabilen ölümcül bir hastalık olarak ortaya çıkıyor. Cilt kanserinin en yaygın uyarı işaretinin ciltte meydana gelen bir değişiklik olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Ahmet Büyükyörük, “Üç ana cilt kanseri türü vardır; bazal hücreli karsinom, skuamöz hücreli karsinom ve melanom. Cilt kanserleri, tipik olarak yeni bir ben, cilt lezyonu veya mevcut bir bendeki değişiklik olarak tarif edilebilir. Bazal hücreli karsinom; yüzde, kulaklarda veya boyunda küçük, pürüzsüz, inci gibi veya mumsu bir şişlik olarak görünebilir. Gövde, kollar ve bacaklarda ise düz pembe, kırmızı veya kahverengi bir lezyon olarak görülebilir. Skuamöz hücreli karsinom; sert, kırmızı bir nodül veya kanayıp kabuklu hale gelebilen kaba, pullu düz bir lezyon olarak görünebilir. Hem bazal hücreli hem de skuamöz hücreli kanserler esas olarak cildin sıklıkla güneşe maruz kalan bölgelerinde meydana gelir. Ancak vücudun her yerinde ortaya çıkabilir. Melanom genellikle pigmentli bir yama veya şişlik olarak görünür. Normal bir bene benzeyebilir ancak genellikle daha düzensiz bir görünüme sahiptir. Benlerdeki mevcut büyümeleri takip etmek ve herhangi bir değişiklik veya yeni büyümeyi fark etmek için düzenli olarak, ayda bir kontrol edilmeleri gerekir” şeklinde konuştu.

En tehlikeli cilt kanseri türü: Melanom

Melanosit adı verilen anormal cilt pigment hücrelerinden oluşan melanom, cilt kanserinin en ciddi şekli olurken, melanomun kontrol altına alınmasının zor olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Ahmet Büyükyörük, tedavi edilmezse diğer organlara yayılabileceğini söyledi. Büyükyörük, “Bazal hücreli ve skuamöz hücreli kanserler daha az ciddi türlerdir ve tüm cilt kanserlerinin yüzde 95’ini oluşturur. Melanom dışı cilt kanserleri olarak da adlandırılan bu kanserler, erken tedavi edildiğinde yüksek oranda tedavi edilebilir. Kümülatif güneşe maruz kalma esas olarak bazal hücreli ve skuamöz hücreli cilt kanserine neden olurken, genellikle 18 yaşından önce meydana gelen şiddetli güneş yanıkları melanom gelişme riskini artırabilir” diye konuştu.

“Açık tenli, renkli gözlü kişilerde risk daha yüksek”

"Herkes cilt kanserinin bir türüne yakalanabilir. Ama belirli kriterlere sahip olan insanlar daha çok risk taşır” diyen Uzm. Dr. Ahmet Büyükyörük, şu bilgileri verdi: “Açık tenli, renkli gözlü ve sarı ya da kızıl saçlı kişilerde risk daha fazlayken, esmer yani koyu ten rengine sahip kişilerde de görülebilir. Cildin yanı sıra, diğer risk faktörleri arasında aile öyküsü veya kişisel cilt kanseri öyküsü, açık havada çalışma ve güneşli bir iklimde yaşama da yer alır. Şiddetli güneş yanığı öyküsü ve çok sayıda (30’dan fazla) büyük ve düzensiz şekilli benler melanomaya özgü risk faktörleridir.”

Radyasyon Onkoloji Bölümü Uzm. Dr. Ahmet Büyükyörük, “Güneş yanığı cilt hasarıdır ve vücudunuzun bunu onarmaya verdiği tepkidir. Bu, cilt hücrelerinizdeki DNA’nın çok fazla UV radyasyonu nedeniyle hasar gördüğünün açık bir işaretidir. Bir kez güneş yanığına maruz kalmak, mutlaka cilt kanserine yakalanılacak anlamına gelmez. Ancak güneş yanığına ne kadar çok maruz kalınırsa, cilt kanseri riski de o kadar artar” ifadelerini kullandı.

“Güneşten korunmak için hiçbir zaman geç değil”

“Hiçbir şey güneşin verdiği hasarı tamamen ortadan kaldıramaz. Ancak güneşten korunmanın devam etmesi durumunda cilt kendini bir şekilde onarabilir” diyen Uzm. Dr. Ahmet Büyükyörük, “Güneşten korunmaya başlamak için hiçbir zaman geç değildir. Cilt yaşla birlikte değişir. Güneşten uzak durularak bu değişiklikler geciktirilebilir. UV radyasyonunun yoğun olduğu saatlerde (10.00-14.00 arası) mümkün olduğunca doğrudan güneş ışığına maruz kalınmamalı, her mevsim cilt yapısına uygun güneş koruyucular kullanılmalıdır” ifadelerini kullandı.